Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/1617 Esas 2017/7573 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1617
Karar No: 2017/7573

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/1617 Esas 2017/7573 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2016/1617 E.  ,  2017/7573 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, ortak çocuklar lehine takdir edilen nafakaların ve tazminatın miktarları, yoksulluk nafakasının reddi ve kendisi için talep ettiği tedbir nafakası yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Davalı-karşı davacı erkek tarafından işbu davadan önce 12.09.2011 tarihinde boşanma davası açılmış, davacı-karşı davalı kadın tarafından 25.08.2011 tarihinde açılan bağımsız tedbir nafakası davasının erkek tarafından 12.09.2011 tarihinde açılan boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilmiş, mahkemece erkeğin boşanma davasının kadının kusurunun ispatlanamadığı, taraflar arasında anlaşmazlık olduğu, ancak birliği sarsacak nitelikte olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, ortak çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş ve bu karar 05.06.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece işbu davada erkeğe kusur olarak yüklenen erkeğin kadına "seni artık sevmiyorum, başka kadını seviyorum dediği, bu sebeple güven sarsıcı davranışta bulunduğuna dair eylem reddedilen boşanma davasının gerekçesinde davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenmediği için bu davada da erkeğe kusur olarak yüklenemez. Davalı-karşı davacı erkek birlik görevini yerine getirmediği ve birlikte yaşamaktan kaçındığı için boşanmaya sebep olan olaylarda kusurludur. Ancak davalı-karşı davacı erkekten kaynaklı bu eylemler davacı-karşı davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığı için davacı-karşı davalı kadın lehine şartları oluşmadığı halde manevi tazminat takdiri doğru olmamıştır.
    3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    4-Davacı-karşı davalı kadının kendisi için talep ettiği tedbir nafakası hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.06.2017(Prş.)


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.