Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11888
Karar No: 2018/6188

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/11888 Esas 2018/6188 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/11888 E.  ,  2018/6188 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu ... köyü Karapınar Çukur tarla mevkii 3 pafta, 200 parsel sayılı 87.000 m² miktarlı tarla vasıflı taşınmazı 03/02/1987 tarihinde eski malikinden satış bedelini de ödeyerek ve tapu kaydı üzerinde orman olduğuna ilişkin hiçbir takyidat, şerh yokken tapu siciline güvenerek, iyi niyetli malik olarak satın aldıklarını, Orman Genel Müdürlüğü tarafından Eyüp 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/81 Esas sayılı dosyası ile dava konusu 200 parsel sayılı taşınmazın orman olduğu iddiası ile müvekkili adına olan tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescilinin talep edildiğini ve dava sonucunda 200 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, müvekkilinin dava konusu 200 parseli satın almasından 8 yıl sonra 1995 yılında taşınmazın kaydına ormanla ilişkisi vardır şerhi konulduğunu, müvekkilinin tapu siciline güvenerek taşınmaz üzerinde takyidat ve şerh olmadan bu parseli satın aldığından bahisle müvekkilinin iyi niyetli malik olarak ve tapu siciline güvenerek kaydı üzerinde hiçbir takyidat bulunmadan satın aldığı ...ilçesi, ... köyü 200 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının orman olduğu gerekçesiyle iptali edilerek Hazine adına tescili nedeniyle taşınmazın değerinin tespitiyle bu değer itibariyle ortaya çıkan müvekkilinin uğramış olduğu zararın şimdilik 25.000,00 TL (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) tazminatın, iptal kararının kesinleştiği 1705/2012 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talep ettiği tazminat miktarını 5,568,000,00 TL"ye artırmış 17.5.2012 tarihinden faiz işletilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece;
    -Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulüne,
    Bu sebeple 5.568.000 TL"nin dava tarihinden itiberen yürütülecek yasal faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesinde “Değer ölçüsüne göre harca tâbi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır…” hükmüne yer verilmiştir. 2016/11888-2018/6188 Anılan yasal düzenlenme karşısında tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar belirsiz alacak davası niteliğinde olmayıp nispi harca tâbi davalardandır.
    492 sayılı Harçlar Kanununun “Harcı Ödenmeyen İşlemler" başlığını taşıyan 32. maddesinde ise "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır." hükmüne yer verilmiştir.
    Dolayısıyla harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.
    Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir.
    Nitekim vurgulanan bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 20 11/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481 sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
    Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak, ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır .
    Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, dava dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden nisbi peşin harç, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi nispi peşin harç ve ıslah harcının alınması gerekir. Ne var ki; davacı vekili ıslahla artırılan miktar üzerinden ıslah harcını ödememiştir.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek ıslahla artırılan dava değeri üzerinden ıslah harcı alınmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
    Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca ıslahla artılan dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harcı ödenen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmayan ıslaha değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de;değerlendirme tarihinin, taşınmazla ilgili tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarih olarak alınması ve bu tarih itibari ile taşınmazın niteliği ve değeri tespit edilmesi gerekirken dava tarihinin değerlendirme tarihi olarak alınması, harcı tamamlanan değer üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi