7. Ceza Dairesi 2019/924 E. , 2020/1692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) 5271 sayılı CMK’nun 260/1. maddesi gereğince katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan ... vekilinin hükmü temyize hakkı bulunduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Suç tarihinde yetkili kurum olan TAPDK"nın gıyabında verilen kararın TAPDK"ya 21/10/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmakla, yasal süresinden sonra 28/06/2018 tarihinde hükmü temyiz etmiş bulunan ... vekilinin temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanıklar ..., ..., ..., ... ile sanık ... müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Gıyabi kararın sanık ..."ın dosya kapsamına göre bilinen en son adresi olan ve yargılama aşamasında bildirilen adresine 7201 sayılı Yasanın 10. maddesi hükmüne uygun olarak tebliğ edilmesi, bu adrese çıkartılacak tebligatın bila-tebliğ edilmesi, halinde ise 6099 sayılı Yasa ile değişik 7201 sayılı Yasanın 21/2. maddesi uyarınca MERNİS adresine tebligat yapılması gerekirken, doğrudan mernis adresine yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, sanık ... müdafiinin temyiz isteği süresinde kabul edilerek,
Dairemizin 2018/8547- 3801 E. ve K. sayılı ilamı ile 04/12/2018 tarihinde “Sanık ...’e gıyabi kararın MERNİS adresinde19/10/2015 tarihinde eşi ...’e tebliğ edilmiş ise de tebliğ tarihinde sanığın hükümlü olduğu, vasi atanmadığı anlaşıldığı, 5271 sayılı CMK"nun 35/3. maddesindeki “ilgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar kendisine okunup anlatılır” şeklindeki düzenleme karşısında,
tebligatın usülüne aykırı olduğu anlaşılmakla, gerekçeli kararın hükümlü olan sanık ...’e CMK"nun 35/3. maddesine göre yeniden tebliği ile kararı temyiz etmesi halinde, temyiz dilekçesi eklendikten ve bu temyize ilişkin ek tebliğname de düzenlendikten sonra Dairemize iadesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,” karar verildiği geri çevirme kararımız sonrası 18.01.2019 tarihinde yeniden tebliğ yapıldığı, bu tebliğin de usule uygun olmadığı fakat sanığın 21.01.2019 tarihinde hükmü temyiz ettiği, temyizi isteminin süresinde olduğu ve tebliğnamedeki red görüşüne iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;
1. Hükme esas alınan, 14.10.2012 tarihli olay, araç arama, yakalama ve el koyma tutanakları ile sanıklara ait görüşme kayıtlarına dayanak teşkil eden Uludere Sulh Ceza Mahkemesi"nin iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin kararlarının fotokopi olduğu anlaşıldığından, varsa bu konuda verilmiş diğer mahkeme kararlarının da aslı ya da onaylı örneği denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2. Hükmün 4. bendinde sanıkların 50.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği halde, hükmün 6. bendinde 50.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Kabule göre ise;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 14.10.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 19.09.2013 olduğu,
1. Sanık ...’ın;
Dairemizin 2018/4041 Esas numarasında kayıtlı Uludere Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/327 E. 2015/133 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 18.11.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 20.08.2013 olduğu,
19. Ceza Dairesinin 2019/32803 Esas numarasında kayıtlı Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/39 E. 2014/54 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 14.10.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 28.11.2013 olduğu,
UYAP"tan yapılan kontrolde yargılaması devam eden Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/502 E. sayılı dosyasında suç tarihinin 01.01.2013 iddianame düzenleme tarihinin 29.07.2013 olduğu,
2. Sanıklar ... ve ...’ın; 19. Ceza Dairesinin 2019/32803 Esas numarasında kayıtlı Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2013/39 E. 2014/54 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 14.10.2012 iddianame düzenleme tarihinin ise 28.11.2013 olduğu,
3. Sanık ...’in ; UYAP"tan yapılan kontrolde yargılaması devam eden Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2018/448 K sayılı dosyasında suç tarihlerinin 07.08.2012, 21.09.2012, 28.10.2012, iddianame düzenleme tarihlerinin ise 08.11.2012, 10.12.2012 ve 20.06.2013 olduğu,
UYAP"tan yapılan kontrolde temyiz edilmeden kesinleşen Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/30 E- 2013/635 K sayılı dosyasında suç tarihinin 14.10.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 08.01.2013 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanıkların eylemlerinin TCK"nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, kesinleşen dosyaların aslının ya da onaylı örneğinin dosya arasına alınması, eylemlerin TCK"nun 43. maddesi kapsamında kaldığı kabul edilmesi halinde kesinleşen karar yönünden mahsubun düşünülmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, Sanıklar ..., ..., ..., ... ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.