Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/30232
Karar No: 2016/5441

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2013/30232 Esas 2016/5441 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, yağma suçuyla ilgili bir davanın temyiz incelemesinde bulunmuştur. Delillerin maddi gerçeği ortaya çıkarmak için kullanıldığı belirtilmiştir. Mağdur beyanının önemli olduğu ve duraksama varsa, şüphenin ortadan kaldırılması gerektiği vurgulanmıştır. Dava ile ilgili tanık beyanları arasında çelişkiler bulunmuştur ve bazı delillerin eksik olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, verilen hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
Yağma suçu (TCK 148)
Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması (CMK 231)
Tanık beyanları (CMK 267-274)
6. Ceza Dairesi         2013/30232 E.  ,  2016/5441 K.
  • YAĞMA SUÇU
  • MAĞDUR BEYANLARININ DELİL NİTELİĞİ
  • TANIK BEYANLARI
  • KOLLUK VE YARGILAMA İFADELERİ ARASINDAKİ ÇELİŞKİLER

    "İçtihat Metni"

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

    Ceza Mahkemesinin asıl amacı, maddi gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Bunu oluşturacak araç ise delillerdir.

    Deliller; samimi açıklamalar, tanık beyanları, sanık ve tanıktan bazı kişilerin açıklamaları, tutanaklar, özel yazılı açıklamalar görüntü ve/veya ses kayıt eden açıklamalar şeklinde ayrıma tabi tutulabilinir. Deliller yeterince araştırılmamış veya soruşturma eksik ise giderilmelidir. Soruşturmada toplanmayan delilleri ise mahkemenin toplaması gerekir.

    Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için eylemin olup olmadığı kanıtların yorumu ile saptanır. Hakim gerekçede mantıksal kronojik dizi içinde açıklar, bu dizi ise iddia, savunma, kanıtların yorumu, sabit kabul edilen eylem ihlal olunan norm ve bunun yorumu ile ulaşılan sonuçlar hüküm şeklinde olmalıdır.

    Yağma olaylarında genelde tanık yoktur. Bu nedenle mağdurun beyanı önemlidir. Şayet duraksama varsa yenilmesi gereken bir şüphe olduğu düşünülmeli ve öncelikle bu durum ortadan kaldırılmalıdır. Böyle bir hal yoksa mağdur beyanı önemsenip, öne alınmalıdır.

    Bu bilgiler ışığında somut olaya gelince;

    Yakınanın olaydan hemen sonra 21:30 sıralarında hastanede verdiği ifadesinde, “12.03.2010 günü öğlen saatlerinde ... yanıma gelerek benden para istedi. Bende borç para veremeyeceğimi, paramın olmadığını söyledim. Aynı gün saat 20:15 sıralarında otururken, daha önce görmediğim, tanımadığım bir kişi benimle dışarıda konuşmak istedi. Ben dışarı çıktım. Yanıma ..."de geldi. Sonra her ikisi koluma girerek, beni içerisinde ıssız ve tenha bir yere götürdüler. ... bana, ben herkesten haraç alırım, senden mi alamayacağım, diyerek bıçağı karnıma sapladı. Yanındaki diğer şahısta pantolonumun cebine elini sokarak 100 TL paramı aldı.” ileri sürüp,

    Yakınan 13.03.2010 tarihinde ise olayın tanığı ... ..."in şikayeti üzerine şüpheli olarak verdiği ifadesinde ise, “ ... beni kahve önüne çağırdı. Sonra ... ile koluma girerek kuytu bir yere götürdüler. ... bıçakla karın kısmıma vurdu. ..."da cebimdeki 100 TL"yi aldı.” şeklinde beyanda bulunduğu,

    Yakınanın yargılamada ise, içerik olarak kolluk beyanlarını tekrar edip 100.-TL parasının yağmalandığı konusunda ısrarcı olduğu,

    Olayın tanığı ... kollukta, “ Olay günü arkadaşım olan yakınan ile kahvede otururken, yakınan tanımadığım bir kişi ile dışarı çıktı. Kısa bir süre sonra ses üzerine dışarı çıktım. Yakınanın üstü kanlı idi. Ne olduğunu sorduğumda, ... ve tanımadığı bir şahıs tarafından bıçaklandığını söyledi.” dediği,

    Sanık ..."ün arkadaşı olan tanık ... ... kollukta, “ Olay günü ..."e ait araçla ben, .... ve ... gezerken, ... benden telefonumu alarak birisini aradı. Telefonda, ... seninle kasap halinde görüşürüz, diyerek küfür etti. Sonra bir süre gittikten sonra aracı park edip, ... ile ... araçtan indi. Her ikisinin belinde de bıçak vardı. Sonra ..."un yakınanın kolundan tutarak çekiştirdiğini gördüm. Yakınan ile ... yumruklaştı. Yakınan kaçmak isterken, ... onu bıçakladı. Yakınan yere düştü. ... ile ... gelip araca bindi.” diyerek açıklamada bulunduğu,

    Tanık ... ..."in 13.03.2010 tarihinde yakınan olarak verdiği ifadesinde ise, “Tanık olarak ifade vermek için emniyette iken telefonla arayan yakınan ... bana, ... beni vurdu, ..."da 100.-TL paramı aldı, bana .... 3000-4000.-TL para versin ifademi değiştireceğim, dedi.” şeklinde ifade edip,

    Sanıkların ise hiçbir aşamada yağma suçlamasını kabul etmeyerek, olay günü yakınan ile yolda tesadüfen karşılaştıklarını ve yakınanın ..."un arkasından hakaret içeren şekilde konuşması nedeniyle tartıştıklarını, ancak para alma olayının olmadığını savundukları,

    Tanık ..."in tüm aramalara rağmen bulunamadığı için yargılama aşamasında dinlenmediği,

    Tanık ..."nın ise, 16.07.2012 tarihli celsede, “ Olay gecesi ben, ... ve ... araba ile geziyorduk. Daha öncesinde yakınan .... benim çantamı almıştı. Geri istediğimde, benimle dost hayatı yaşamak istediğini söyledi, ben kabul etmeyince çantamı vermedi. Bu durumu ..."a anlattım. Olay gecesi ... ile .... benim çantamı alacaklardı. Yakınanı kahveden çağırdılar. ..."un ..."ı bıçakladığını gördüm. Ancak aralarında ne konuştuklarını ve para isteyip istemediklerini bilmiyorum.” demek suretiyle farklı bir anlatıma yer verdiği,

    Yakınanın tüm aşamalarda 100.-TL parasının sanıklar tarafından yağmalandığını söylediği, ancak bu paranın sanıklar tarafından alınıp alınmadığı konusunda bir duraksama olduğu muhakkaktır.

    Hal böyle olunca;

    Öncelikle, tanık ..."e, olayın hemen sonrasında yakınanın kendisine sanık ... ve yanındaki bir kişi tarafından bıçaklandığını söylediği sırada parasının alınıp alınmadığı konusunda bir açıklama yapıp yapmadığının sorulması, tanık .... ...."in kolluk ve yargılama aşamasındaki beyanları arasındaki açık aykırılığın giderilip, tanık ... ..."e ait telefon ile olay günü yakınanın telefonunun aranıp aranmadığının belirlenmesi için telefon kayıtlarının getirtilip, zaman ve zemin bakımından ne şekilde örtüştüğü saptanıp, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, bu hususlar giderilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,

    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanları ile sanık ..."nun temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi