9. Hukuk Dairesi 2015/7878 E. , 2017/1661 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı-karşı davalı asıl davada kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, hafta tatili ücreti, prim, ücret alacaklarının ödetilmesine davalı-karşı davacı karşı davada ise ihbar tazminatı, maddi tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne; karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı-karşı davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı-Karşı Davalı İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı vekili, davacının 08.05.2005 - 13.09.2009 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde günde ortalama 13 saat çalıştığını, 2.400,00-TL olan ücretinin 2013 yılı Ocak ayında 200,00-TL düşürüldüğünü, primlerin ödenmediğini, davalı işverenin haksız yere davacının işten ayrılmasına sebebiyet verdiğini ve kalan maaşlarının da ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, genel tatil ve hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi ve prim alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı-Karşı Davacı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı vekili, davacı-karşı davalının davalıya ait iş yerinde aylık en son 2.200,00-TL ücret ile 09:00-18:00 saatleri arasında çalıştığını, dini ve milli bayramlarda çalışmadığını, çalıştığı süreye ait bütün hak ve alacaklarının ödendiğini, iş koşullarının ağırlaştırılmasının ve değiştirilmesinin söz konusu olmadığını, davacı-karşı davalının ihbar süresine uymaksızın iş yerinden ayrıldığını ve işvereni zarara uğrattığını savunarak açılan davanın reddini, karşı dava olarak ihbar tazminatı ve maddi tazminat alacaklarının tahsilini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan deliller, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davacının iş akdini fazla mesai ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle 4857 sayılı İş Kanununun 24/II maddesi gereğince haklı nedene dayanarak feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazanacağı, haftalık yasal 45 saat olan çalışma süresini 5 saat aşacak şekilde yılbaşı dışındaki milli bayramlar da dahil olmak üzere haftanın 6 günü çalıştığı, haftanın 6 günü çalışan işçinin hafta tatili ücretine hak kazanamayacağı, yıllık ücretli izinlerinin kullandırıldığının davalı işveren tarafından sunulan yıllık izin belgeleri ile ispatlandığı, asgari geçim indirimi alacakları ile 13 günlük ücret alacağının ödendiğinin davalı tarafından yazılı ve eşdeğer belge ile ispatlanamadığı, prim alacağına ilişkin iddiasının davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davacı-karşı davalının yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti alacağı ve prim alacağı taleplerinin reddine, fazla mesai ücreti alacağı, asgari geçim indirim alacağı ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin kısmen kabulüne, kıdem tazminatı ve ücret alacağı taleplerinin kabulüne; davalı-karşı davacının ihbar tazminatı talep edemeyeceği, davacının şirkete zarar verdiği ve zararın miktarının davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Davacı vekilinin Mahkemenin usulüne uygun muhtırasına rağmen, süresinde temyiz harcını yatırmadığı anlaşılmakla, temyiz isteminin reddine,
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi gerekmektedir.
Aynı yasanın 298 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması, tefhim edilen kısa karara aykırı olmaması gerekir. Aksi halde, yargılamanın aleniyeti ilkesi zedelenmiş ve mahkeme kararına güven sarsılmış olacaktır. Asıl olan tefhim edilen kısa karardır. Gerekçeli kararın kısa karara uygun olmaması, çelişki yaratır ve gerekçeli kararın yok hükmünde olduğu anlamına gelir.
Belirtmek gerekir ki, hüküm özeti (kısa karar) ile gerekçeli kararın hüküm sonucunun (hüküm fıkrasının) çelişmesi, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 kararı gereğince başlı başına bir bozma nedenidir.
Somut uyuşmazlıkta; yerel mahkemece tefhim edilen kısa kararda miktar belirtilmek suretiyle hüküm altına alınmayan ücret alacağının gerekçeli kararda "maddi hata herzaman düzeltilebileceğinden..." gerekçesi ile HMK.nun 305/2. maddesine aykırı şekilde hüküm altına alınarak, tefhim edilen hüküm özeti (kısa karar) ile gerekçeli kararın hüküm sonucunun (hüküm fıkrası) çelişkili yazılması bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.