21. Hukuk Dairesi 2016/5409 E. , 2017/7401 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 14/11/1985 tarihinde 1 (bir) gün süreyle işçi olarak çalıştığının ve 13/08/2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum"un aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 14.11.1985 tarihi olduğunun ve talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 14/11/1985 tarihi olduğunun ve 01/09/2015 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Davanının yasal dayanağının oluşturan 506 sayılı Yasa"nın Geçici 81. maddesi gereğince davacının yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için davacının öncelikle tahsis talebinde bulunması ve Yasa"da belirtilen prim ödeme gün sayısı ve yaş şartını yerine getirmesi gerekmektedir.
Geçici 81’inci maddenin (B) bendi gereği; 23.05.2002 tarihinde 16 yıl 6 ay 8 gün sigortalılığı bulunan davacı sigortalı erkek yönünden yaşlılık aylığı koşullarının varlığının değerlendirilmesinde bendin (f) alt bendindeki “...sigortalılık süresi 15 yıl 6 ay (dâhil) fazla, 17 yılda az olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresi ve 49 yaşını doldurmaları ve an az 5300 gün... malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunmaları şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler” hükmünün göz önünde bulundurularak sonuca gidilmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde; mahkeme kararında taraflara yükletilen görev ve verilen hakların şüphe ve tereddütü gerektirmeyecek biçimde açık olarak yazılması öngörülmüştür. Hüküm fıkrası, kararın esası olup, açık ve infazı mümkün olmalıdır. Şarta bağlı ve terditli olarak hüküm kurulamaz. Davanın açıldığı tarihteki duruma göre hüküm fıkrasında, asıl talep ile yardımcı talepler hakkında, şüphe ve tereddütü gerektirmeyecek biçimde, açık olarak karar verilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 14.11.1985 tarihi olduğunun tespitine dair kurulan hüküm uyuşmazlık konusu değildir. Bununla birlikte 12/08/1966 doğum tarihli olan davacı sigortalının 13.08.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davalı Kurum tarafından 25 yıl sigortalılık süresi, 52 yaş ve 5525 primi ödenmiş gün sayısı koşullarının oluşmaması nedeniyle davacı sigortalının tahsis talebinin reddedildiği, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 14.11.1985 tarihi olduğunun kabul edilmesi ile oluşan bu yeni duruma göre yaşlılık aylığı için 25 yıl sigortalılık süresi, 49 yaş ve 5300 primi ödenmiş gün sayısı koşullarını yerine getirmesi gerekmektedir. Ne var ki davacı sigortalı 49 yaşını davanın açılma tarihi olan 07.05.2014 tarihinden sonraki bir tarih olan 12/08/2015 tarihinde kazanmıştır. Her dava açıldığı tarihteki hukuki koşullara göre görülüp sonuçlandırılır. O halde eldeki davada davacının, dava tarihinde, yaşlılık aylığı koşullarına sahip olmadığı ve dava tarihinden sonra da Kurum"a tahsis talebinde bulunmadığı gözetilerek yaşlılık aylığı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davacının dava tarihinden sonraki bir tarihte, yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum"un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.