11. Ceza Dairesi 2017/17339 E. , 2018/4709 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34/1, 230, 232 ve 289/1-g maddeleri gereğince mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanıkların eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden Anayasa ve 5271 sayılı Kanun"un amir hükümlerine aykırı şekilde gerekçesiz hüküm kurulması,
2-Şengüller iletişim adlı iş yerinde iletişim danışmanı olarak görev yapan sanık ... hakkında, diğer sanık ... adına, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine giriş yapmadığı halde 15/08/2011 tarihinde giriş yapmış gibi diğer sanık ... ile birlikte .... IMEI nolu cihazın kayıt altına alınması için özel evrak niteliğinde sahte talep yazısı düzenleyerek Telekomünikasyon Kurumu Başkanlığına gönderdiği, söz konusu kurumun belge içeriğinin doğruluğunu Emniyet Genel Müdürlüğü"nden sormak suretiyle denetlemesi sonucunda sanık ..."nın belirtilen tarihte yurt dışına çıkmadığının anlaşıldığı iddiası ile sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında; sanıkların üzerilerine atılı suçlamayı kabul etmemeleri karşısında, suça konu belge üzerindeki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, UYAP üzerinden yapılan kontrolde sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik ile Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçlarından; karar verilmiş, halen derdest veya temyiz aşamasında bulunan dosyalar olduğu anlaşılmakla bu dosyalar getirtilip, derdest olmaları halinde birleştirilmesi, aksi takdirde bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin alınmasından sonra, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve suç tarihleri ile zaman aralığı birlikte dikkate alınarak; sanığın fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun tartışılması, Telekomünikasyon Kurumu Başkanlığı"nın ibraz edilen suça konu belgenin gerçek ve talep içeriğinin doğru olup olmadığına dair kurum tarafından yapılan araştırmanın, mutat bir uygulama olup olmadığı, ilgili kurumdan sorulmasının mutat olması halinde yapılan araştırma sonunda belgenin sahteliğinin ortaya çıkacak olması sebebiyle hukuki sonuç doğurmayacağı da gözetilerek, suçun sübutu halinde hükümden önce 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" hükmü karşısında, özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilerek, sanığa ön ödeme önerisinde bulunulması suretiyle sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
Yasaya aykırı, katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.