Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/169
Karar No: 2018/5178
Karar Tarihi: 09.07.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/169 Esas 2018/5178 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, bir konut satış sözleşmesine dayanarak davalı şirketten bağımsız bir bölüm satın aldığını, tescilini talep ettiğini ancak davalının konutu doğru şekilde teslim etmediğini ve ihtarı takip etmeyen davalının sözleşmeyi feshettiğini belirtmiştir. Davalı şirket ise davacının edimlerini yerine getirmediğini ileri sürmüştür. Mahkeme, davacının açtığı davanın reddine karar vermiştir ancak Yargıtay bu kararı bozmuştur. Kayıt maliki davalının iyiniyetli veya kötüniyetli malik olup olmadığı araştırılmamıştır. Davacının adi yazılı temlik sözleşmesine dayanarak talep ettiği tescilin kabul edilebilmesi için kayıt malikinin kötüniyetinin kanıtlanması gerektiği belirtilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 81. maddesi gereği bir taraf kendi edimini yerine getirmediyse karşı tarafın ediminin ifasını isteyemeyeceği vurgulanmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 1023. ve 1024. maddeleri iyiniyetin ve ayni hakların korunmasıyla ilgilidir. Dava dosyasının eksik incelemesi sebebiyle karar bozulmuştur. Kanun maddelerinin açıklaması, davacının talebinin reddedilmesine ve bozma kararı sonrası yapılan yargılamaya ilişkin kararı içermemektedir.
14. Hukuk Dairesi         2018/169 E.  ,  2018/5178 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.03.2006 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.04.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı .... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, adi yazılı temlik sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı "konut satış sözleşmesi" başlıklı bilâ tarihli sözleşmeye dayanarak, konut üretim ve satış işleri ile iştigal ettiği anlaşılan davalı şirketten A-1 Blok 19 kapı numaralı bağımsız bölümü satın almada anlaştıklarını, ödemeleri yaptığını ve konutu da teslim alarak oturmaya başladığını bildirerek, belirtilen konuta ait ... kaydının iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirket, davacının ihtara rağmen sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini, bundan dolayı sözleşmeyi feshettiklerini belirterek, açılan davanın reddini savunmuştur.
    Kayıt maliki olan davalı, davaya yanıt vermemiştir.
    Mahkemece, davalı ... aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu yapıda iskan ruhsatı alınmadığından esasen taşınmaz da diğer davalıya kayden satıldığından, davada dayanılan konut satış sözleşmesi de biçim koşuluna uygun yapılmadığından bahisle dava reddedilmiştir. Davacı tarafın temyizi üzerine, mahkemece verilen karar Dairemizin 05.03.2012 tarihli, 2012/2537 – 3133 Esas-Karar sayılı ilamıyla “...Somut uyuşmazlıkta, davalı olan satıcı şirket, davacıya gönderdiği 16.02.2006 tarihli ihtar ile ödenmesi gerektiği halde ödenmeyen 27.11.2005, 27.12.2005 ve 27.01.2006 tarihli taksitler bedelinin ödenmesini talep etmiş, bu bedel davacı tarafından 24.02.2006 tarihinde banka havalesi suretiyle davalı şirkete gönderilmiştir. Davalı şirket ise, bu tarihten sonra 28.02.2006 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini davacıya bildirerek sonradan ödenen taksitleri almamıştır. Belirtilen bu hususlardan anlaşılacağı üzere, ödenmeyen taksitlerin tediyesini isteyen davalı şirkete davacı ihtar üzerine ödeme yaptığından, orta yerde sözleşmenin feshini gerektiren haklı ve hukuki bir sebep bulunmamaktadır.
    Kuşkusuz, davacının yapılan satış sebebiyle tescil talep edebilmesi sözleşmedeki bütün edimlerin onun tarafından yerine getirilmiş olmasına bağlıdır. Çünkü, Borçlar Kanununun 81.maddesi hükmü gereği kendi edimini yerine getirmeyen taraf, karşı yandan ediminin ifasını isteyemez.
    Diğer taraftan, davacının tescil isteminin kabulü için olayda davalı ...’ın kötüniyetinin kanıtlanmış olması da gerekir.
    Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat, 08.11.1991 tarih ve 1990/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Karar gerekçesinde açıklandığı üzere “hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinememesidir”. Belirtilen bu ilke, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinde aynen “... kütüğündeki sicile iyiniyete dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklide açıklanmış, aynı ilke tamamlayıcı madde olan m.1024’de “bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır.
    Mahkemece, davalı ...’ın iyiniyetli veya kötüniyetli kayıt maliki olup olmadığı hususu ise hiç araştırılmamıştır.
    Bütün bunların sonucuna göre yapılması gereken iş, öncelikle kayıt maliki davalı ...’ın iyiniyetli veya kötüniyetli malik olup olmadığı hususuna ilişkin taraf delillerini toplamak, kayıt malikinin kötüniyetli olduğu sonucuna varılırsa davada dayanılan adi yazılı temlik sözleşmesine yukarıda belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değer tanımak, davacının açtığı tescil davası ancak bu sözleşmedeki bütün edimlerin onun tarafından yerine getirilmesi halinde mümkün olacağından, bilirkişi incelemesiyle yapılmayan ödeme tutarlarını hesaplamak ve bunları güncelleştirmek, davacıya bulunacak güncelleştirilmiş değerler davalı şirkete ödenmek üzere depo ettirmek, böylelikle oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm kurmak olmalıdır.
    Değinilen bütün bu yönler üzerinde durulmaksızın istemin eksik inceleme ve araştırmayla yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmadığından, karar bozulmalıdır.”, gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece davalı ... ...Ltd Şti yönünden davanın kabulü ile 146.517,20 TL’nin işleyecek faiziyle birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili ile davalı ... ... Ltd Şti vekili temyiz etmiştir.
    Davacı vekili bozma sonrası verdiği 07.02.2013 tarihli dilekçesiyle 156 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılmakta olan binadaki 21B blok A1-19 No’lu dairenin müvekkiline satıldığını, açtıkları bu ... iptali ve tescil davasının yargılaması sırasında dairenin 16.9.2008 tarihinde Gergin’e, bilahare de 17.02.2010 tarihinde ... isimli şahıslara satıldığını ileri sürerek davalarını HMK’nın 125/b maddesi uyarınca tazminat davasına dönüştürdüklerini bildirmiş, mahkemece bilirkişilerce tespit edilen tazminat bedelinin davalı şirketten tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
    Ancak; davaya konu bağımsız bölümün davacı vekilinin anılan dilekçesinde belirttiği 21B Blok A1-19 No’lu değil 21A-1 Blok 19 No’lu olduğu dayanak konut satış sözleşmesi ile tüm dosya kapsamından görülmüştür. UYAP vasıtasıyla temin edilen ... kaydına göre davaya konu 21A-1 Blok 19 No’lu bağımsız bölümün halen davalı ... adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Bozmadan sonra ıslah mümkün değildir. Davacının ... iptali ve tescil talebinin değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi