18. Hukuk Dairesi 2015/468 E. , 2015/6983 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması taraf vekillerince yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçeleri ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalı vekili Av.... geldi. Davacı adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Mahkemece davaya konu taşınmazın bir kısmını kapama kavaklık olarak tesbit eden ve hükme esas alınan bilirkişi raporu kavaklık hesabı yönü ile hüküm kurmaya yeterli değildir.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre; kapama kavaklığa değer biçilirken, kavakların bir yılda kesime gelmeyeceği gözönünde tutularak, öncelikle kaç yılda kesim çağına geleceği resmi verilere dayanılarak tespit edilip kesim çağında elde edilecek brüt gelir de yine bu veriler doğrultusunda belirlenerek bundan kavakların kesim çağına kadar geçecek süre içindeki masrafları (üretim giderleri) düşüldükten sonra elde edilen bedel kesim yılına bölünmek suretiyle dekar başına elde edilecek yıllık net gelir bulunmalı, bu net gelire de kapitalizasyon faizi uygulanarak (tarım arazisi formülü uyarınca) kapama kavaklığın kamulaştırma bedeli tespit edilmelidir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın kapama kavaklık olarak kabul edilen kısmına değer biçilirken yukarıda açıklanan esaslara uyulmadığı, bunun dışında gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden kavağın brüt gelir hesabına ait resmi veriler getirtilerek raporun denetlenmediği görülmektedir. Bu itibarla, öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kavak ağaçlarının kaç yılda kesime geleceğinin ve kesim çağına gelmiş kavaklıktan dekar başına elde edilecek kereste miktarı ile bir m³ kavak kerestesinin değerlendirme tarihindeki satış fiyatının ve kesim yaşına kadar yapılacak üretim giderlerinin ilgili resmi kuruluşlardan (gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü ile gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğünden ve gerektiğinde diğer ilgili kuruluşlardan, örneğin; Kavakçılık Enstitüsünden) sorularak saptanması, bu veriler esas alınmak suretiyle taşınmazın kapama kavaklık olarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile hesaplama yapılan rapora itibarla karar verilmesi ,
2-Dosya içerisinde bulunan kıymet takdir komisyonu raporuna göre taşınmazın üzerinde bulunan muhdesatın enkazı mal sahibine bırakılmıştır. Ancak taşınmaz maliki enkazı almaya zorlanamaz. Takdir komisyonu, enkazın mal sahibine ait olduğunu belirtmiş, mal sahibi de buna itiraz etmemiş ve dava konusu yapmamış ise enkaz değeri tespit edilerek bu bedelin kamulaştırma bedelinden düşülmesi gerekir. Böyle bir durum yoksa enkaz, belirlenen bedelden düşülemez. Mahkemece, mal sahibinin enkazı alıp almadığı, isteyip istemediği belirlenip enkazın akıbetinin araştırılarak enkazın mal sahibi tarafından alındığının anlaşılması halinde ağaç enkaz bedelinin tespit edilen kamulaştırma bedelinden düşürülmesi, aksi halde enkaz bedeli düşülmemesi gerekirken yeterli araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Mahkemece tespit edilen ve davalı adına banka hesabına yatırtılan kamulaştırma bedelinin hükümle birlikte davalıya ödenmesine karar verildiğinden, dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bitiminden karar tarihine kadar faize hükmedilmesi gerekirken faizin bitiş tarihi gösterilmeden tespit edilen kamulaştırma bedeline, davanın açılışından dört ay sonra başlamak üzere yasal faiz işletilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.