1. Hukuk Dairesi 2017/2476 E. , 2018/13609 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olunmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, paydaşı olduğu 247 ada 10 parsel sayılı taşınmazla ilgili ... Sulh Hukuk Mahkemesinde 2007/541 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davası açtığını, ancak bazı paydaşların soyadlarının, bazı paydaşların da baba adlarının yanlış yazılması sebebi ile bu kayıtların düzeltilmesi için dava açması konusunda yetki verildiğini ileri sürerek, yetki belgesine konu paydaşların kimlik bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar,Dairece, “Hâl böyle olunca, tapu kaydında malik olarak isimleri geçen kişiler ile aynı isimde başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının Nüfus Müdürlüğü"nden sorulması, taşınmazın yer aldığı yerleşim yerinde zabıta aracılığıyla kayıt malikleri ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının eksiksiz araştırılması, dava konusu taşınmazla ilgili ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2007/541 Esas sayılı dosyasında davacıya eldeki davayı açması için verilmiş bir yetki belgesi olup olmadığı soruşturularak varsa yetki belgesinin ve mahkemenin ara kararının istenilmesi, keza gerektiğinde taşınmaz başında keşif yapılarak tanık ve tespit bilirkişileri de dinlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir. ” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak bilindiği üzere, tapuda isim düzeltme davalarındaki amaç tapu malikinin isminin nüfus kayıtlarına uygun hale getirmektir.
Somut olayda, 03.03.2015 tarihli celsede davacı vekilinin, dava konusu taşınmazın maliklerinden ... oğlu ...’in kaydının ... oğlu... olarak ve ... kocası ...’in kaydının ise ... oğlu ... olarak düzeltilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesini bu şekilde açıkladıklarını beyan ettiği halde, hükümde “...oğlu ... kaydının, .... olarak düzeltilmesine” ve “tapu maliki ....’un ... kocası olarak geçen kaydının, ... karısı olarak düzeltilmesine” şeklinde karar verildiği, öte yandan dava dilekçesinde tapu kayıt maliklerinden ...’un soy isminin Uğurlu olarak düzeltilmesinin talep edildiği, ancak hükümde ...’in soy isminin birinci bentte ... ikinci bentte ise ... olarak düzeltildiği, ... ile ilgili iki ayrı hüküm kurulduğu, ayrıca kaydının düzeltilmesi istenen maliklerden ...’un dava konusu taşınmazdaki payını 22.11.2007 tarihinde devrettiği, artık taşınmazda malik olarak yer almadığı, buna rağmen hükümde ... ile ilgili olarak da düzeltme kararı verildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca, kaydı düzeltilmesi istenen maliklerden ...oğlu ...’in kaydının ... oğlu .... , ...kocası ...’in kaydının ... oğlu ..., ...’un soyisminin ... olarak nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.