20. Hukuk Dairesi 2020/412 E. , 2020/1038 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalılar Hazine, Orman Yönetimi ile On İki Şubat Belediyesi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı muris Kemal Tolun mirasçılarının mahkemeye sundukları 29.10.2009 havale tarihli dava dilekçelerinde özetle; ... ili, Merkez ilçe, ... köyüne bağlı ... mevkiinde bulunan tapunun Nisan 1962 tarih ve cilt 201 sahife 38 ve sıra No:10"da kayıtlı tarla vasıflı taşınmazın murislerine ait iken ölümü ile kendilerine intikal ettiğini, ancak yörede yapılan kadastro çalışmaları esnasında hazır bulunamadıklarından adlarına tespit edilmeyip, kısmen orman olarak kısmen de karayolu olarak tespit gördüğünü sonradan öğrendikleri, oysa bu taşınmazın murislerine ait özel mülkiyete konu yer iken, ölümü ile kendilerine kalması gereken yer olduğundan bahisle, orman alanı dışında kalan kısmının mülkiyetinin kendilerine ait olduğunun tespitini ve adlarına tapuya tescili ile 2/B Kanunu hükümlerince orman alanı olarak bırakıldığını öğrendikleri bölümlerin ise yine 2/B Kanunu hükümlerince adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece; 1- Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ... köyünde kain fen bilirkişisi ... ve Orman Mühendisi bilirkişi ...tarafından hazırlanan 01/03/2013 tarihli olup 04/03/2013 havale tarihli ortak bilirkişi raporuna ekli krokide davalı taşınmazda (A) harfi ile gösterilen 650,82 m2, (C) harfi ile gösterilen 6245,79 m2 ve (D) harfi ile gösterilen 596,20 m2 yüzölçümlü bölümlerin davacıların kök tapu kayıt sınırları içerisinde bulunduğu ancak, eylemli olarak karayolu yol içi ve kenarında kaldığı tespit edildiğinden ve bu yönüyle tescil usûlen mümkün görünmediğinden mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine, yine aynı ortak bilirkişi raporuna ekli krokide davalı taşınmazda (B) harfi ile gösterilen 6282,88 m2 ve (B1) harfi ile gösterilen 388,68 m2 bölümlerin evveliyatının orman olduğu anlaşılmış ise de fiili olarak yol güzergahı içerisinde kaldığı anlaşılmakla davacı tarafın ve davalı Hazinenin tespit ve tescil taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekilince temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.06.2015 tarih 2015/92-5597 E.K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "Dava konusu yerler ... ve ... köyü tapulama haritaları ile karşılaştırılmış olup, ... köyü 1 nolu tapulama haritasına göre ... köyü tapulama sahasında bırakılmıştır. ... köyünde yapılan tapulama çalışmalarında ise orman olarak tapulama çalışmalarının dışında bırakılmıştır. ... köyünde bu bölgede yapılan tapulama çalışmalarının sonucu 11.04.1985 tarihinde ve ... köyünde yapılan tapulama çalışmalarının sonucu ise 05.07.1985 tarihinde kesinleşmiştir.
Dava konusu (A) harfi ile gösterilen taşınmazın bulunduğu ... köyünde 15.06.1999 tarihinde, yine dava konusu (B), (B1), (C) ve (D) harfi ile gösterilen taşınmazların bulunduğu ... köyünde orman kadastrosu 22.09.1989 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacılar TMK"nın 713. maddesi gereğince taşınmazın adlarına tescili istemiyle açmış ancak, Hazine ve taşınmazın bulunduğu köy tüzel kişiliklerine husumet yöneltilmemiştir. Davaya konu taşınmaz yöresinde yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında orman olarak tespit harici bırakılmıştır. Ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanma hakkı ise, Orman Yönetimine aittir. Öyleyse; Hazineye de husumetin yöneltilerek davanın açılması gerekirken, sadece davalı ... Yönetimi ve Tapu Müdürlüğüne yönelik açılan davanın görülüp sonuçlandırılması doğru değildir. Bu nedenle; mahkemece, kanunî hasım olan Hazine ve taşınmazın bulunduğu köy tüzel kişilikleri davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılıp taraf teşkili sağlanmalı, taraflardan delil ve belgeleri istenmeli, bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Ancak; 06.12.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi ile; Büyükşehir statüsündeki illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında, 1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesinin taraf olacağı belirtilmektedir. Somut olaya gelince; karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen ilgili maddeleri uyarınca taşınmazın bulunduğu köy tüzel kişilikleri mahalle olarak, bağlı bulundukları İlçe Belediyesine katıldığı ve tüzel kişiliklerinin son bulduğu, başka bir deyişle davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; mahkemece, 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, davalı köyün bağlı bulunduğu ... köyü ve ... kasabasının bağlandığı Oniki Şubat Belediye Başkanlığının davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili sağlanmalı, delilleri toplanmalı, ondan sonra, davanın esası hakkında bir karar verilmelidir." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda 1A- Davanın değişik kısmen kabul kısmen reddi ile ... ili, ... ilçesi, ... köyünde kain fen bilirkişisi ... ve Orman Mühendisi bilirkişi ...tarafından hazırlanan 01/03/2013 tarihli olup 04/03/2013 havale tarihli ortak bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 650,82 m2 mesehalı, (C) harfi ile gösterilen 6245,79 m2 mesehalı, (D) harfi ile gösterilen 596,20 m2 mesehalı yerlerin davacıların kök tapu kayıt sınırları içerisinde kalmış yer olup eylemli olarak karayolu yol içi ve kenarında kaldığından bu yönüyle tescili usulen mümkün görünmediğinden mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine,
1B- ... ili, ... ilçesi, ... köyünde kain fen bilirkişisi ... ve Orman Mühendisi bilirkişi ...tarafından hazırlanan 01/03/2013 tarihli olup 04/03/2013 havale tarihli ortak bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 6282,88 m2, (B1) harfi ile gösterilen 388,68 m2 yerin evveliyatının orman olduğu anlaşılmış ise de fiili olarak yol güzergahı içerisinde kaldığı anlaşılmakla tescile konu teşkil edemeyeceğinden davacı tarafın tespit ve tescil talebinin reddine, gene Hazinenin de tescil talebinin reddine, karar verilmiş hüküm davacılar ve davalılar Hazine, Orman Yönetimi ile ... Belediyesi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, davalı taşınmazın bir kısmının mülkiyetinin adlarına tespiti ve orman olarak tespit edilen bölümünün tapusunun iptali ile adlarına tapuya tescili istemine ilişkindir
Dava konusu taşınmazın bir kısmının bulunduğu ... ili, ... kasabası orman kadastro çalışması 15.06.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmazın bir kısmının bulunduğu ... ili, ... ilçesi orman kadastro çalışması 22.09.1989 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, (B) ve (B1) bölümlerinin 1989 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında tahdit içinde kaldığı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından, ayrıca (A), (C) ve (D) bölümlerinin tapu kapsamında kaldığı ancak kamulaştırma sahası içerisinde olduğu belirlendiğinden tescil talebinin reddi ile tespit yönünde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacılar ve dahili davalı ... Belediyesine ayrı ayrı yükletilmesine, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden ve Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 26/02/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.