Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1558
Karar No: 2019/4917
Karar Tarihi: 29.05.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1558 Esas 2019/4917 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/1558 E.  ,  2019/4917 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, tedavi ödemelerinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili ve davalılardan ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı Kurum vekilinin tüm, davalı ... A.Ş vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın geçici 7/1. maddesi hükmünde, “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20"nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” düzenlemesinin yer alması ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağının 1479 sayılı Kanun, giderek 63. madde olduğu kabul edilmelidir.
    Davanın yasal dayanağını teşkil eden 1479 sayılı Yasanın 63. maddesinde; “Üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum, sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar.
    Ancak, Kurum, yapılan bu yardımların ilk peşin değeri için üçüncü kişilere, istihdam edenlere, ve diğer sorumlulara rücu eder. Bu kimselerin hak sahiplerine yaptıkları ödemeler dolayısıyla Kurumun zarara uğraması halinde, hak sahiplerine rücu hakkı saklıdır. Taksirli suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasına neden olan üçüncü kişinin sigortalının eşi, çocukları, ana ve babası olması halinde, bu kişilere rücu edilmez.
    Kurumun rücu hakkını doğuran olayda davalı, kamyonuna domates yüklemek için geldiği rampanın alt kısmında, dere yatağından çıkamayan, sigortalının kamyonunu çekmek için geri geri manevra yaparak, rampa aşağı inmiş, el frenini çekmiş, ancak, takoz tedbirine başvurmadığı için, kamyonun geri kaçması ile iki kamyon arasındaki sigortalı sıkışarak yaralanmıştır. Davacı Kurum, sigortalıya yapılan tedavi giderlerinin tazminini talep etmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan kusur raporunda kazaya neden olan davalının % 80 kusurlu olduğu kanaatine varılarak hüküm kurulmuştur.
    Yasa Koyucu tarafından, 25.02.2011 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren, 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasa"nın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı esası getirilmiştir.
    6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesi ile de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri, yine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir.
    Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleten ve şoförlerinin de yararlanması gerekmekte olup, zorunlu mali mesuliyet poliçesi limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle, adı geçenlerin de sorumlulukları sona erecektir.
    Bu yasal çerçevede, somut olay değerlendirildiğinde, davalılardan ... A.Ş. kaza tarihini kapsayan geçerli bir poliçenin bulunmadığını belirtmiştir. Mahkemece davalı ... vekilinin bu savunması üzerinde durularak bu davalı nezdinde kaza tarihini kapsayan geçerli bir poliçenin bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Dosya içinde mevcut bir poliçe sureti de yoktur.
    O halde; mahkemece öncelikle davalı tarafa ait aracın kaza tarihi itibariyle trafik sigorta poliçesinin varlığı araştırılarak, varsa poliçe suretinin ilgili yerden getirtilmesinden sonra davalı sürücünün kullandığı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu mali mesuliyet poliçesinin bulunduğu belirlenirse, Hukuk Genel Kurulu’nun 13.03.2013 gün 2012/10-1156 E. 2013/339 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, anılan yasal düzenlemeler sonrasında, trafik kazaları sonucu genel sağlık sigortalılarına yapılan sağlık giderlerinin, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti kapsamında kalan kısmı yönünden sigorta şirketlerinin ve sürücünün sorumluluğunun ortadan kalktığı ve Kurumun rücu imkânının kalmadığı; aksi taktirde tedavi giderleri nedeniyle ortaya çıkan Kurum zararını kusurları ölçüsünde tazminle yükümlülülerinin olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, tedavi giderlerine ilişkin yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ... A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ... A.Ş."ye iadesine, 29.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi