20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9575 Karar No: 2018/6162
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/9575 Esas 2018/6162 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu karar, orman kadastrosu sırasında Hazine adına tespit edilen 107 ada 1 parsel sayılı 345706,53 m² yüzölçümlü taşınmazın, davacı gerçek kişinin zilyetliğindeki 6 ve 20 dönümlük iki parça taşınmazın içinde kalması nedeniyle açılan dava ile ilgilidir. Davacı, taşınmazların orman sınırının dışına çıkarılması için dava açmıştır. Mahkeme, taşınmazların keşif tarihinde açık olsa da orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğunu ve Orman Kadastro Yönetmeliği'nin 16. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Kanun maddeleri ise 3402 sayılı Kanun'un 4. maddesi ve 5304 sayılı Kanun'dur.
20. Hukuk Dairesi 2016/9575 E. , 2018/6162 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunda ...ili, ...ilçesi, ...köyünde bulunan 107 ada 1 parsel sayılı 345706,53 m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliğinde Hazine adına tespit edilmiş ve sonuçları 10/11/2009 ilâ 10/12/2009 tarihleri arasında ilan edilmiştir. Davacı gerçek kişi Hadim Kadastro Mahkemesine verdiği 10/12/2009 havale tarihli dilekçesiyle, ... köyü ... mevkiinde bulunan 6 ve 20 dönümlük iki parça taşınmazlarının 1586,1587 ve 1588 O.S. noktaları hattı ile orman sınırları içine alındığını ileri sürüp zilyetliğe dayanarak tespitin iptali ile taşınmazların orman sınırı dışına çıkarılmasını istemiştir. Mahkemece önce eldeki dosya 101 ada 1 parselin davalı olduğu 2009/23 Esas sayılı dosya ile birleştirilmiş, anılan dosyada 14/03/2011 tarih ve 2009/23-2011/5 E-K sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı gerçek kişinin de aralarında bulunduğu taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.04.2012 tarih ve 2012/2021 – 2012/5931 E-K sayılı kararıyla bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyulduktan sonra ... Kadastro Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya ... Kadastro Mahkemesine devredilmiş, eldeki dava konusu taşınmazın 107 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğu belirlenip tefrik edilerek temyiz incelemesine konu 2015/29 Esas sayısına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazların memleket haritası ve hava fotoğrafında ormanlık alan olarak göründüğü, dava konusu alanlar memleket haritası ve hava fotoğrafında açık alan olarak görünse dahi dört tarafı orman alanı ile çevrili dava konusu alanların orman içi açıklık vasfında olacağı, zilyetlikle edinilmesinin mümkün olmadığı ve orman içi açıklıkların da orman olarak tesciline karar verilmesinin zorunlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapılmıştır. 2016/9575-2018/6162 İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların öncesinin orman olduğunun belirlendiği, keşif tarihinde açık olsa da 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden oldukları ve bu tür yerlerin 20.11.2012 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 16. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 01/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.