4. Hukuk Dairesi 2015/5086 E. , 2016/3713 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacılar ... ve diğeri aleyhine 10/01/2007, davalı-karşı davacılar ... ve diğeri tarafından, davacı-karşı davalı ... aleyhine 20/03/2007-23/03/2007 gününde verilen dilekçeler ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın reddine, karşı davaların kısmen kabulüne dair verilen 04/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı-karşı davalı ..."ın, asıl davaya yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı-karşı davalı ..."ın, davalı-karşı davacı ..."in karşı davasına yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
3- Davacı-karşı davalı ..."ın, davalı-karşı davacı ..."ün karşı davasına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Asıl dava, kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat; karşı davalar ise haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davada davacı ..."ın davalı ..."e yönelik davasının husumet yokluğundan reddine, davalı ..."e yönelik davasının esastan reddine; karşı davada ise davalı-karşı davacı ... ve ..."ün, ... aleyhine açtığı manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı-karşı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı-karşı davalı .. çalgı yapım bölümü öğrencisi olduğunu, okulda öğretim görevlisi olan davalı ..."ün cinsel tacizine karşılık vermemesi nedeniyle düşük not verilerek dersten kalmasına ve okuldan atılmasına sebebiyet verdiğini; diğer davalının ise okulun müdürü olduğunu, bu eylemleri kendisine bildirmesine rağmen ilgilenmediğini, üzerini kapatmaya çalıştığını ve işlem yapmadığını; bu eylemler nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı-karşı davacı ...; asıl davanın yargı yolu, husumet yokluğu ve esastan reddini savunarak, davacı-karşı davalı ..."ın okuldan kendi kusuru ile kayıt yenilememesi sebebiyle kaydının silinmesi, diğer davalının eylemlerine yönelik kendisine herhangi bir bildirimi olmamasına rağmen haksız olarak şikayet etmesi nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek asıl davanın reddini, karşı dava olarak manevi tazminata ve kararın basın yolu ile ilanına karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı ...; davacı-karşı davalı ..."ın, davacının asıl davadaki iddialarının asılsız olduğunu, adı geçenin derslerine girmediğini, sadece sınav komisyonunda üye olarak bulunduğunu, sınavdan da komisyon üyelerinin oy birliği ile aldığı kararla kaldığını, nota itirazının reddedildiğini, cinsel tacize yönelik bir eylemi olmadığını, ancak davacı-karşı davalının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarla seri tacizci ve tecavüzcü gibi nitelendirmesi nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek, asıl davanın reddini, kişilik haklarının ihlali nedeniyle karşı dava olarak manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece ..."ın davalı ..."e yönelik manevi tazminat isteminin, Anayasa"nın 129/5 maddesi ve Devlet Memurları Kanunu"nun 13. maddesi gereğince husumet yokluğundan; davalı ..."e yönelik manevi tazminat isteminin, bu davalının cinsel taciz suçu nedeniyle açılan ceza davasından beraat etmesi, ceza dosyasında cinsel tacize yönelik tanık göstermemesi, idare mahkemesine açtığı dava dilekçesinde ve ... hakkında savcılığa verdiği ilk şikayet dilekçesinde cinsel tacizden söz etmemesi nazara alındığında cinsel taciz ve kasten düşük not vererek okuldan atılmasına sebebiyet iddiaları ispatlanamadığından reddine; davalı-karşı davacı ..."in davasının, okul müdürü olan karşı davacı hakkındaki şikayetin emareye dayanmaması nedeniyle tazminat istemi yönünden kabulüne, kararın yayınlanması talebinin reddine; davalı-karşı davacı ..."ün davasının da yine şikayetin haksız olması nedeniyle kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “ ..” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasa"nın “ ..” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları ve hukuka aykırılığı belirtilmiş. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda; davalı-karşı davacı ... hakkında, davacı-karşı davalı ..."a yönelik cinsel taciz eylemi nedeniyle başlatılan idari soruşturma sonucunda lüzumu muhakeme kararı verildiği ve karara itirazın Danıştay tarafından reddedilerek kesinleştiği; .. 2008/590 esas, 2009/1360 karar sayılı dosyasında ... hakkında, davacı ..."a yönelik cinsel taciz suçundan açılan ceza davasında yapılan yargılama sonucunda verilen delil yetersizliğinden beraat kararının temyizi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile kamu davasının düşürülmesine karar verildiği görülmektedir. Bu durumda davalı-karşı davacı ..."ın yasal şikayet hakkını kullandığı anlaşıldığından, mahkemece karşı davacı ..."ün karşı davasının tümden reddine karar verilmesi gerekirken, şikayet hakkının hukuka uygun kullanılmadığı gerekçesiyle, davalı-karşı davacının bir miktar manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı ..."ün karşı davası yönünden BOZULMASINA; davacı-karşı davalının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle; davacı-karşı davalının davalı-karşı davacı ..."in karşı davasına yönelik temyiz itirazlarının (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.