10. Hukuk Dairesi 2017/1176 E. , 2019/4907 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, Bağ-Kur sigortalılık tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile, davanın Kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM: Davacı, 25.12.1990 - 03.01.1994 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile tahsis şartlarının oluştuğu tarihten itibaren aylık bağlanmasını talep etmiştir.
II-CEVAP:Davalı vekili, Kurum işlemi yerinde olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davanın KABULÜ ile;
Davacı 14363607202 T.C. Kimlik numaralı ..."nun 25/12/1990 - 03/01/1994 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespiti ile, tahsis talep tarihi itibariyle davacı ..."nun 1479 sayılı Yasanın değişik geçici 10/h maddesi uyarınca istenilen şartları taşıdığından davacının 01/04/2016 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa bağlamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine,” dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Yerel mahkemenin, Bağ-Kur sigortalılığına dair hükmü yerinde görülmekle birlikte, tahsis talep tarihinden gerekli şartlar oluşmadığından bahisle, yerel mahkeme kararı kaldırılarak,
“1) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulüne,
Konya 4. İş Mahkemesinin 01/11/2016 tarih, 2016/178 E. - 2016/401 K. sayılı kararının kaldırılmasına,
2) İlk Derece yargılaması yönünden, davanın kısmen kabul, kısmen reddine,
a) Davacı 14363607202 T.C. Kimlik numaralı ..."nun 25/12/1990- 03/01/1994 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitine,
Davacının 01/04/2010 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasa bağlamında yaşlılık aylığı şartlarını taşımadığıdan talebin reddine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davacı vekili, davacıya 49 yaş ikmalinden itibaren, bu olmadığı durumda bile 01.11.2016 tarihinden itibaren aylık bağlanmasını ve aleyhe vekalet olmaması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasını ya da düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
Davalı Kurum avukatı, kurum işleminin yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 1479 sayılı Kanunda, 506 sayılı Kanunun 79. maddesine paralel geçmişe yönelik sigortalılık tesciline imkan veren yasal düzenleme bulunmadığından anılan sigortalılık niteliğine sahip olunmadığı döneme ait prim borçlarının daha sonraki tarihlerde Kurumca hatalı olarak geriye dönük tahsil edilmesi de ilgiliye zorunlu sigortalılık hakkı kazandırmaz. Ancak ödemelerin icra takibi sonucu gerçekleştiği veya 06.03.1992 günü yürürlüğe giren 3780 sayılı Kanun ile 16.05.1997 tarihinde yürürlüğe giren 4247 sayılı Kanun hükümleri (af) kapsamında yatırıldığı hallerde, Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralları çerçevesinde, Kurumun geçmişe yönelik prim borçlarını tahsil edip uzun süre nemalandırmasından sonra, anılan döneme yönelik sigortalılığın iptalinin iyiniyetle bağdaşmayacağı gözetilerek, geçmişe yönelik prim ödemelerinin kapsadığı sürenin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak kabulü gerekir.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacının tespitini talep ettiği 25.12.1990 - 03.01.1994 tarihleri arasında vergi, oda ve sicil kaydı bulunmadığı ancak 1997 affından yararlanarak ilgili dönem primlerini ödediği belirgin olduğundan, bu döneme ilişkin tespit hükmünde, isteğe bağlı sigortalılık hususunun ayrıca belirtilmesi gerekmektedir.
3- 506, 1479, 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince gelir/aylık bağlanmasına ilişkin davalarda, Kuruma başvuruda bulunulduğu tarih itibarıyla tümüyle oluşmayan tahsis koşullarının yargılama aşamasında gerçekleşmesi durumunda, özellikle, Anayasa’nın 141. maddesindeki, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğunu belirten hüküm, 6100 sayılı Kanunun “Usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30. maddesinde yer alan, hakimin, yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu yönündeki düzenleme, sosyal koruma, dayanışma, sosyal denkleştirme ve zorunluluk ilkelerine dayanan sosyal sigortalar, bireyin onuru ile kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların doyurulması temeline dayanan sosyal güvenlik hukukunun ilkeleri dikkate alındığında, bütün şartların yerine getirildiği tarihi izleyen ay başından itibaren gelire/aylığa hak kazanıldığının tespitine ilişkin hüküm kurulmalı, kuşkusuz yargılama aşamasında gelir/aylık bağlama koşulları gerçekleşen sigortalı yönünden Kurumun dava açılmasına sebep olan herhangi bir haksız işleminin söz konusu olmadığı gözetilerek yargılama giderleri buna göre değerlendirilmelidir.
Söz konusu açıklama kapsamında dava dosyası incelendiğinde, 18.03.2016 tahsis talep tarihi itibariyle davacı için yaşlılık aylığı şartları gerçekleşmemiş ise de, 50 yaşını 22.10.2016 tarihinde dolduran davacıya, bu tarihi takip eden ay başı olan 01.11.2016 tarihinden (yargılama safhası) itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince, söz konusu karar düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: 1-Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının (2) nolu bendinin (a) fıkrasının birinci paragrafındaki “1479 sayılı Yasa kapsamında” ibaresinden sonra gelmek üzere “isteğe bağlı” ibaresinin yazılmasına,
2-Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının (2) nolu bendinin (a) fıkrasının ikinci paragrafındaki “Davacının 01/04/2010 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasa bağlamında yaşlılık aylığı şartlarını taşımadığıdan talebin reddine,” ibarenin tamamen silinerek yerine “Davacıya 01.11.2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına,” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.