4. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15374 Karar No: 2016/3704 Karar Tarihi: 22.03.2016
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/15374 Esas 2016/3704 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2015/15374 E. , 2016/3704 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/01/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, yaralama eylemi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eşi ile davalının kardeş olduğunu, aralarında arazi uyuşmazlığı nedeniyle tartışma çıktığını, ayırmaya çalıştığı sırada davalının küpesini çektiğini, kulağının kanadığını, davalı hakkında kamu davası açıldığını ve cezalandırıldığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece davalının davacıyı basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralandığı, davacının manevi zarar gördüğü gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu"nun 56.maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Davaya konu somut olayda; olayın gelişimi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde; davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken daha üst seviyede tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki sebeplerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.