4. Ceza Dairesi 2016/17990 E. , 2020/14166 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, iftira
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan beraat hükmünün temyizinde;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan ..."in temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında iftira, sanık ... hakkında tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile katılan ..."in müsadereye ilişkin temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A-Sanık ... hakkında iftira suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizi açısından;
Sanığın kovuşturma aşamasında iftira suçunu kabul etmeyerek, katılanın kendisini başka numaradan da aramış olabileceğini savunması karşısında; sanığın iftira iddiasına konu edilen eyleminin Anayasal şikayet hakkının kullanılması kapsamında kalıp kalmadığının tartışılmasından sonra hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
B-Sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmü açısından;
1-Sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmemesi, müştekinin ilk şikayetinde sanığın tehdit sözleri söylediğine ilişkin beyanının olmaması, birden fazla tanık olayı doğrulasa da olayın oluşuna ilişkin anlatımlarının gerek sanığın elindeki suç aleti, gerekse sanığın bulunduğu yer hususlarında çelişkiler içermesi karşısında; anılan çelişkiler yöntemince tartışılıp giderilmeden yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,
2-Kabule göre ise;
a-Sanığın tehdit eylemini katılanlar ... ve ..."e yönelik gerçekleştirdiğinin iddia ve kabulüne karşın; katılanlardan ..."in kovuşturma aşamasında eylemin eşi ..."e yönelik olduğunu beyan etmesi ve olaydan önce sanığın katılan ... ile tartıştığının anlaşılması karşısında; eylemin ne suretle her iki katılana yönelik olduğu yeterince açıklanmadan sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanarak fazla ceza tayini,
b-Sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmiş mahkumiyet hükmü niteliğinde olmaması ve 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesinin 8. fıkrasına eklenen; ""Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez."" şeklindeki yasal düzenlemenin de suç tarihinde yürürlükte bulunmaması karşısında; sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünde" adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilam bulunduğu" şeklinde kanuni olmayan yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c-Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK’nın 53/1-3. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
C-Katılan ..."in müsaderesine karar verilen tüfeğin iadesine ilişkin temyiz isteğine gelince;
TCK’nın 54/1. maddesine göre, kasıtlı bir suçun işlenilmesinde kullanılan eşyanın müsadere edilebilmesi için, söz konusu eşyanın iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamasının gerekmesi karşısında, suçta kullanıldığı kabul edilen av tüfeği ve kılıfının olayın yaşandığı tarihte İstanbul ilinde olduğunu ve tüfeğin kendisine ait olduğunu belirten katılan ..."e iadesinin gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafii, katılan ..., sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, bozma ilamının B-2-a,b nolu bendlerinin hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ve temyiz kapsamında olmayan sanık ..."e hüküm açıklandığı taktirde sirayetine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.