1. Hukuk Dairesi 2018/3776 E. , 2018/13584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : ... VD.
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA DAVACILAR: ... VD.
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA DAVALILAR: ... VD.
DAVA TÜRÜ : TENKİS, VASİYETNAMENİN TENFİZİ
Taraflar arasında görülen tenkis ve vasiyetnamenin tenkisi davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davadaki davacılar ve davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen 2008/231 Esas sayılı davalar tenkis; birleştirilen 2013/169 Esas sayılı dava vasiyetnamenin tenfizi isteklerine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen 2008/231 Esas sayılı davalarda davacılar, mirasbırakanları ...’ın 28/04/2005 tarihli düzenleme şeklinde vasiyetname ile maliki olduğu 273 ada 5 parsel, 465 ada 7 ve 9 parsel, 6 parsel, 44 ada 69 parsel ve 164 ada 6 parsel sayılı taşınmazları davalılara vasiyet ettiğini, bu işlem ile birlikte saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek saklı paylarının tenkisine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazların haricinde de taşınmazları olduğunu, mirasbırakanın bakımı ile ilgilendikleri için bu vasiyetnamenin düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Birleştirilen 2013/169 Esas sayılı davada davacılar, mirasbırakan Necmiye’nin vasiyetname ile kendileri lehine kazandırmada bulunduğunu, vasiyetnamenin açılıp okunarak kesinleştiğini ileri sürerek, 28/04/2005 tarihli düzenleme şeklinde yapılan vasiyetnamenin tenfizini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen 2008/231 Esas sayılı davalarda davacıların saklı paylarının ihlal edildiği gerekçesiyle hesaplanan tazminat miktarının güncel değeri üzerinden davanın kabulüne, birleştirilen 2013/169 Esas sayılı davada da, vasiyetnamenin tenfizi koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 29/02/2008 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacılar ile davalı oğlu Mehmet’in kaldığı, miras bırakanın maliki olduğu 273, ada 5 parsel sayılı taşınmazın tamamını ve 465 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 10.000 m²"lik kısmını 05/11/1996 tarihli vasiyetname ile davalı oğlu Mehmet"e, 28/04/2005 tarihli vasiyetname ile de; 273 ada 5 parsel, 465 ada 9 parsel ve 465 ada 7 parsel sayılı taşınmazları davalı oğlu Mehmet’e, 6 ve 44 ada 69 parsel sayılı taşınmazları davalı gelini Elif’e 164 ada 6 parsel sayılı taşınmazı ise 1/2’şer paylar halinde davalı torunları Ekrem ve Necmiye’ye vasiyet ettiği, Kuyucak Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/131 Esas 2008/236 Karar sayılı ilamı ile bahsi geçen vasiyetnamelerin ayrı ayrı açılıp okunduğu, mirasbırakan adına temlik dışı yedi adet daha taşınmaz bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK"nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla
davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
Somut olaya gelince; mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma yapıldığını söyleme imkanı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle mirasbırakanın terekesinin tespit edilmesi, davalılar tarafından aidiyet iddiası ileri sürülen dava konusu 5, 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki muhdesatlara ilişkin tarafların beyanlarının alınması, muhdesatların davalılar tarafından yapıldığının anlaşılması halinde değer tespitinin bu doğrultuda yaptırılması, tenkise ilişkin olarak denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu alınması gerekirken, dosya içerisinde birden fazla görüşe ve hesaplamaya yer veren bilirkişi raporlarından hangisinin esas alındığı gerekçede tartışılmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi mahkemece verilen hükmün gerekçe içermesi gerektiğine ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK’nın 297. maddelerine aykırılık teşkil edecek şekilde karar verilmeside doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin bu yönlere değinen ve yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.