Hukuk Genel Kurulu 2014/437 E. , 2015/2537 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “zilyetlik şerhinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin davanın kabulüne dair verilen 15.03.2012 gün ve 2011/225 E., 2012/120 K. sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 10.12.2012 gün ve 2012/8833 E., 2012/10524 K. sayılı ilamı ile;
(...Kullanım kadastrosu sırasında Çankaya Mahallesi çalışma alanında bulunan 28205 ada 6 parsel sayılı 1001,67 metrekare yüzölçümünde, arsa vasıflı taşınmaz beyanlar hanesine "6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Hasan oğlu 1966 doğumlu ..."ın kullanımındadır." şerhi verilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine vekili, sahipsiz yerlerin, köy boşluklarının ve kayalık, falez ve çalılık gibi yerlerin üzerinde yasaya aykırı bir suretle bilirkişilerin ve muhtarın aile fertleri ve yakınları adlarına zilyetlik şerhleri verildiğini, davalı adına olan kullanım şerhinin bu nedenle iptaline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 28205 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yazılı bulunan "Hasan oğlu, 1966 doğumlu ... kullanımındadır" şerhinin terkinine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalının kabul beyanı nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de 26.04.2012 tarihli 28275 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun"un 9. maddesinin 2. bendi, "Hazine tarafından kişiler aleyhine açılan davaların durdurulacağı" hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca anılan yasa maddesi uyarınca işlem yapılması zorunlu olduğundan, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığı...)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, zilyetlik şerhinin iptali isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek 4. maddesi gereğince 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesine göre orman dışına çıkartılan yerlerde fiili kullanım durumu ve muhdesatların tespitine ilişkin kadastro çalışmalarının yapıldığını, Komisyonun görevi sırasında çalışmalara yardımcı olan muhtar, aza ve bilirkişilerin yönlendirmeleriyle sahipsiz, köy boşluğu olan, hiç kimsenin kullanımında olmayan, kayalık, falez, çalılık vasfında olan yerlerin yasaya aykırı surette bilirkişi ve muhtarların aile fertlerine ve yakınlarına yazılarak, şahısların menfaatine olacak şekilde usulsüzlük yapıldığını ve şahıslar adına kullanım tespiti gördüğünün belirlendiğini, dava konusu taşınmazın kullanımsız, kayalık, çalılık vasfında olup, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, zilyetlikle ya da başka suretle iktisap edilebilecek yerlerden olmadığının açıkça görüldüğünü, bu taşınmazın davalı adına kullanım tespiti görmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, 28205 ada 6 parsel nolu taşınmazın davalı adına olan kullanım-zilyetlik şerhinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu parselin bulunduğu yerle hiçbir ilgisinin olmadığını, bölgede yapılan tespitlerde görevli memur personel ve bilirkişileri tanımadığını, belirtilen arsanın da kendisine ait olmadığını, davanın kabul edilerek üzerine olan kaydın silinip hazine adına tescil edilmesini istemiştir.
Mahkemece, ön inceleme raporu ve davalının kabul beyanı da dikkate alındığında kadastro çalışmaları nedeniyle yapıldığı öne sürülen bir kısım usulsüzlükler nedeniyle beyanlar hanesine gerçekte zilyet olmayan kişilerin yazıldığı, dava konusu taşınmazda da davalının herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığının davalının bizzat verdiği dilekçelerinden anlaşıldığı gerekçesi ile; 28205 ada, 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yazılı bulunan "Hasan oğlu, 1966 doğumlu, ... kullanımındadır" şerhinin terkinine dair verilen karar, davalının temyizi üzerine; Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde metni aynen yazılı olan karar ile bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını davalı vekili temyize getirmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek 4. maddesi gereğince 6831 sayılı yasanın 2/B maddesine göre orman dışına çıkartılan yerlerde fiili kullanım durumu ve muhdesatların tespitine ilişkin yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı lehine oluşturulan zilyetlik şerhinin iptaline ilişkin eldeki davada; 6292 sayılı Kanun"un 9. maddesinin 2. bendinde belirtilen Hazine tarafından kişiler aleyhine açılan davaların durdurulacağı düzenlemesi uyarınca işlem yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanun 26.4.2012 tarih, 28275 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
6292 sayılı Kanun’un 1.maddesinde, kanunun amacının; 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2. maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi,6831 sayılı Kanun’un 2.maddesine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler ile Hazineye ait tarım arazileri hakkında uygulanması olduğu açıklanmış; 9/2.maddesinde de “Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur...” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın kullanım kadastrosu sırasında taşınmazın 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilerek, beyanlar hanesine “Hasan oğlu 1966 doğumlu ... kullanımındadır.” şerhi verilmiş, Hazine adına tespit ve tescili yapılmıştır. Davacı Hazine tarafından dava konusu bu taşınmazın beyanlar hanesine davalı lehine konulan zilyetlik şerhinin usulsüz olduğu gerekçesiyle zilyetlik şerhinin iptali istemi ile dava açılmıştır. 6292 sayılı Kanun"un 9/2. maddesi ile “Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur.”düzenlemesi getirilmiştir. Bu durumda davacı Hazine tarafından davalılara karşı açılan bu davada durma kararı verilmesi yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Yerel Mahkemece, 6292 sayılı Kanun’un 9/2. maddesi gereğince durma kararı verilmesi gerekirken davanın esastan sonuçlandırılması doğru değildir.
Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından, davalının dava konusu taşınmazda kullanım iddiasının olmadığı, Hazine davasının kabulünün gerektiğini bildirmesi karşısında, 6292 sayılı Kanun"un 9/2.maddesinde belirtildiği üzere davanın durdurulmasına gerek olmadığı görüşü ileri sürülmüşse de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma kapsamına göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, 11.11.2015 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.