23. Hukuk Dairesi 2015/7576 E. , 2016/5479 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. ... gelmiş olup, tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili, davalıların kooperatifin eski yöneticileri olduğunu, davalılardan ..."ın 29.03.2004 tarihinde, diğer davalıların ise 13.06.2004 tarihli genel kurul kararıyla görevlerinden ayrıldıklarını, denetleme kurulunun 11.06.2004 ve 27.01.2005 tarihli raporları ile 27.12.2004 tarihli hesap tetkik komisyonu raporlarında davalıların müvekkili kooperatifi zarara uğrattıklarının tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 177.437,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, uyulan Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; gerek Denetleme Kurulu raporunda gerekse Hesap Tetkik Komisyonu raporunda belirtilen hususların doğruluğunun tam olarak tespit edilmesi için kooperatifin yasal defterleri üzerinde inceleme yapılması gerektiğinin belirtildiği, 11.06.2004 tarihli Denetleme Kurulu raporunda belirtildiği üzere daha sağlıklı ve ayrıntılı tetkik için yönetim kurulu üyelirinin ibra edilmeyip, hesapların geçmişe yönelik olarak Hesap Tetkik Komisyonu raporunda da, komisyonca incelemeye esas teşkil etmesi gereken kooperatifin kanuni defterleri olduğu ancak defterler olmadan ve TTK"ya göre kapanış tasdikleri zorunlu olan defterlerin kapanış tasdiklerinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeden inceleme yapılarak sonuç oluşturulduğu, kooperatifin iş yılı ve ibra edilmeyen 2003 yılına ait olan kanuni defterlerden yevmiye defteri, defter-i kebir ve envanter defteri ile emanetteki belgelerin birbiri ile karşılaştırılması yapılıp doğruluğu tespit edilmeden davalılar hakkında mali sorumluluklarını gerektirir tazminat miktarlarının tespitinin yapılamayacağının saptandığı, 1163 sayılı Kanun"un 25. maddesi ile TTK"nın hükümlerine göre tutulması zorunlu olan defterler ile saklanması mecburi olan gelir ve gider belgelerinin istenildiğinde mahkemeye tam ve eksiksiz olarak ibrazının zorunlu olduğu, kesinleşmiş ceza kararına göre; davalıların görev yaptığı dönemlere
ilişkin defter ve belgelerin elde edilemediği, kayıtlara göre defter ve belgelerin yeni yönetime teslim edildiği yönünde delillerin bulunduğunun anlaşıldığı, davacı tarafın iddialarını ispat edecek olan 2003 yılı defterlerinin davacı tarafın elinde olduğu, Adli Emanette bulunan ve eksikliği giderilmeyen bir takım belgelerin içeriklerinin tam ve doğru bir şekilde kanuni defterlere yansıtılıp yansıtılmadığının bilinemediği, dolayısıyla Adli Emanette bulunan belgelerin, kanuni defterlere tam ve doğru bir şekilde kaydedildiği tespit edilmeden tek başına davacı iddialarını ispatlamaya yeterli olmadığı, davacı kooperatif tarafından da yasal defterler ibraz edilmediği gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Mahkemece “fazla alınan 2.368,30 TL"nin davacıya iadesine” şeklinde hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın “HÜKÜM” bölümünün (B) nolu bendinde yer alan “davacıdan alınıp Hazineye irad kaydına” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine “ fazla alınan 2.368,30 TL"nin” kelime sözcüklerinden sonra gelmek suretiyle “davacıya iadesine” ibaresinin hüküm fıkrasına yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacılara duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.