Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5030
Karar No: 2019/4877
Karar Tarihi: 28.05.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/5030 Esas 2019/4877 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/5030 E.  ,  2019/4877 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Asıl dava, yaşlılık aylığı bağlanması ve birikenlerin ödenmesi; birleşen dava ise, yersiz ödemelerin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği üzere; asıl davanın reddine; birleşen bir davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
    Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar.
    Diğer taraftan, 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddenin 3 ve 4. fıkrasına göre “12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. Kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlar.”
    HMK’nın 05.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik 361/1. maddesine göre “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir”
    7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7/3. maddesinde ise, HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır denildiğinden katılma yolu ile temyizin de HMK’ya tabi olduğu belirlenmiştir. HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 348/1. madde uyarınca, İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile iki haftalık süre içerisinde vereceği cevap dilekçesi ile temyiz yoluna başvurabilir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, iş mahkemelerince verilen ve HUMK hükümlerine göre temyiz edilen kararlarda temyiz süresi tebliğ tarihinden itibaren 8 gün, 25.10.2017 tarihinden sonra ise 2 haftadır. Katılma yolu ile temyiz süresi ise temyiz dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren 10 gündür. Bölge Adliye Mahkemelerince verilip HMK hükümlerine göre temyiz edilen kararlarda temyiz süresi, 20.07.2016 - 24.10.2017 tarihleri arasında 8 gün, 25.10.2017 tarihinden sonra ise temyiz süresi 2 haftadır. Katılma yolu ile temyiz süresi ise 2 haftadır.
    Yine HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilirse, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar vermesi gerekir. Ancak temyiz edilen karar temyiz süresi geçtiği halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E, 1990/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verebilecektir.
    Eldeki davada, 19.12.2017 tarihinde taraflara tefhim edilen hükmün gerekçeyi içermemesi karşısında gerekçeli kararın 11.01.2018 tarihinde davacı - karşı davalı ... vekiline tebliğ edildiği, ne var ki temyiz talebinin 26.01.2018 tarihinde gerçekleştiği, buna göre davacı - karşı davalı bakımından 2 haftalık temyiz süresinin geçmiş olduğu anlaşılmakta olup, davacı - karşı davalı hakkında mahkemece eksik masraf ve harcın tamamlanması için çıkartılan muhtıranın 25.04.2018 tarihinde davacıya tebliğine rağmen davacının masrafı tamamlamadığı, mahkemece de 28.06.2018 tarihinde verilen ek karar ile davacı - karşı davalı ...’ın temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair karar verildiği, bu kararın da davacı - karşı davalı ... vekiline 04.07.2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen ek kararın temyiz talebinin de bulunmaması karşısında, 01.06.1990 tarih ve l989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da göz önünde tutularak davacı - karşı davalı ... vekilinin temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine;
    Davalı-karşı davacı ... vekilinin temyizine gelince; gerekçeli kararın davalı - karşı davacı Kurum vekiline 12.01.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen süresinde temyiz talebinde bulunulmadığı gibi, 01.03.2018 tarihinde davacı - karşı davalı ...’ın temyiz dilekçesinin tebliğinden sonra katılma yolu ile 14.03.2018 tarihinde temyiz isteminde bulunmuş ise de, davacı - karşı davalı ..."ın süresinde ve geçerli bir temyizinin bulunmaması karşısında davalı - karşı davacı ... vekilinin temyizinin de geçersiz olduğu kabul edilmeli ve katılma yolu ile temyizin de reddine dair karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz dilekçesinin süreaşımı yönünden REDDİNE, 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi