22. Hukuk Dairesi 2017/11957 E. , 2018/7144 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının 06.07.2008-30.12.2013 tarihleri arasında davalı işyeri nezdinde çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak sona erdirildiğini beyanla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, genel tatil ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini, talep konusu alacaklardan bir kısmına davacının hak kazanmadığını, bir kısım alacakların ise ödendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 5754 sayılı yasayla değişik 32. maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Somut olayda, davacı 06.07.2008 tarihinden 2010 yılı şubat ayına kadar ücretinin hiç yatmadığını, bu tarihten sonra 2013 yılı kasım ayına kadar eksik yatırıldığını, 2013 yılı kasım ve aralık ayı ücretlerinin de hiç yatmadığını iddia etmiştir. Davalı ise davacı iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının ücretlerinin HSBC Bank ve İş Bankası aracılığıyla ödendiğini savunmuıştur. Mahkemece, hükmne esas alınan birlikişi raporunda, dosya kapsamında yer alan HSBC Bankasına ait dekontlarla ücretin ödendiği sabit olan dönemler dışlanmak suretiyle, dekont bulunmayan dönemler bakımından ücret alacağı hesaplanmıştır. Davalı tarafından belirtilen davacıya ait HSBC Bank hesap ekstresi kapsama alınmıuş ise de, İş Bankası hesap hareketleri yönünden herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bu sebeple taraflardan davacıya ait İş Bankası hesap numarası sorulup tespit edildikten sonra kapsama alınacak İş Bankası hesap hareketleri, imzasız bordrolar bir bütün olarak değerlendirilerek ve asgari geçim indriminin ücrete dahil olmayacağı da göz önünde bulundurularak ücret alacağının yeniden hesaplanması gerekmektedir. Bu hususa dikkat edilmeksizin eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.