Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/3106 Esas 2017/7350 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3106
Karar No: 2017/7350
Karar Tarihi: 05.10.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/3106 Esas 2017/7350 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/3106 E.  ,  2017/7350 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    Davacı, eşi ... adına Sarper Şirketi tarafından yapılan tevkifat kesintilerinin kendi adına geçirilmesini, 01/04/1996 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, İhbar Olunan Kurum vekili ve davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    Dava, davacının 01/04/1996 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
    11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64. maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen fıkra ile; “Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dâhi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir.
    Somut olayda dava, 2926 sayılı yasa kapsamında zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti talebine ilişkin olup, hizmet akdine tabi çalışma nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılmış değildir. Bu nedenle, Kurumun iş bu davada fer"i müdahil değil davalı sıfatı ile yer aldığı sabittir. Davalı Kurumun davada fer"i müdahilliği veya ihbar olunan olması söz konusu değildir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 05/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.