15. Hukuk Dairesi 2020/514 E. , 2020/1144 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, yüklenicinin temliki nedenine dayalı tapu iptâli tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılmış olan davanın reddine, davalılar ... ve ..."e yönelik olarak açılmış olan davanın bedel iadesi yönündeki talebinin kabulü ile; davacının yaptığı ödeme ve taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri gözetilerek 155.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine dair verilen karar davacı vekili tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan yüklenici ..."u temsilen ve aynı zamanda müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla davalı ... arasında 04.09.2012 tarihli resmi sözleşme yapılarak İstanbul ili, Ataşehir ilçesi, Esetpaşa Mahallesi, 2521 ada, 6 parselde davalı arsa sahiplerine ait arsada yapılacak binanın 1. kat 16 nolu dairesinin 140.000,00 TL bedelle satışının vaat edildiğini, satış bedelinin tamamının ödendiğini, konutun teslim tarihinin 01.03.2013 tarihi olmasına rağmen davalının yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalılar adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının takyidatlardan ari olarak müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde ödeme tarihi itibariyle işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davacının davalı müteahhitin payına düşen daireyi satış vaadi yoluyla satın almış olması karşısında, davacının müteahhite halef olabilmesi için davalı müteahhitin "kat karşılığı inşaat sözleşmesinden" kaynaklanan tüm edimlerini eksiksiz yerine getirmiş olması gerekeceğinden, somut olayda müteahhitin edimini tamamlamamış olması karşısında davacının müteahhite halef olamayacağı ve tescil isteminde bulunamayacağı ve davacının sözleşmelerinin tarafı olan davalı müteahhit ... ve onun müşterek borçlu-müteselsil kefili durumunda olan davalı ...’ten ödediği paranın güncel değerini talep edilebileceği anlaşıldığından, keşifte belirlenen güncelleştirilmiş tutar üzerinden davacının alacak isteminin bu davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinden kaynaklanan bu tür uyuşmazlıklarda yükleniciden bağımsız bölüm satın alarak şahsi hakkını temlik alan davacı üçüncü kişi, satışa ilişkin iddiasını yükleniciye karşı, temellük edilen şahsi hakkın kazanıldığı iddiasını ise arsa sahiplerine karşı ispat etmelidir. Davayı açan 3. kişi arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin tarafı olan yüklenicinin halefi olup, alacağın temliki yoluyla yüklenicinin sözleşmeden doğan haklarını temellük ettiğinden tapu kaydına hak kazanabilmesi için yüklenicinin sözleşme ve ekleri tasdikli projesi ve imar mevzuatına uygun olarak inşaatı tamamlayıp arsa sahiplerine teslim etmesi zorunludur.
Öte yandan dava devam ederken dava konusunun devri HMK’nın 125. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK"nın 125. maddesinde; “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a-İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b-İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder.” hükmü bulunmaktadır.
Dava dilekçesinde 1. kat 16 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptâl ve tescili talep edilmiş ise de, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile mahkemenin kabulünde de olduğu gibi dava edilen bağımsız bölümün 1. kat 12 numaralı bağımsız bölüm olduğu ve davacı vekilince UYAP üzerinden gönderilen 29.03.2016 tarihli dilekçe ile tapu iptâl ve tescil talep edilen bağımsız bölüm numarasının 12 olarak düzeltildiği, iptâl ve tescili talep edilen bağımsız bölümle ilgili maddi hatanın yargılama sırasında düzeltilmesi mümkün olduğu, getirtilen tapu kaydına göre 12 nolu bağımsız bölümün dava açıldıktan sonra 27.11.2014 tarihinde dava dışı İsmail Taşay’a devredildiği anlaşılmaktadır. Dava konusunun dava açıldıktan sonra devri halinde davacının HMK’nın 125. maddesi gereğince davayı yeni malike yöneltmek ya da davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürme hakkı mevcuttur.
Ayrıca dosyaya sunulan davalı arsa sahiplerince ibraz edildiği anlaşılan tarihsiz yüklenici sözleşmesi başlıklı sözleşmede inşaatın dava dışı Doğan Oymak tarafından tamamlanmasının kararlaştırıldığı da görülmektedir.
Mahkemece öncelikle davacıya HMK’nın 125. maddesi uyarınca 12 numaralı dava konusu edilen bağımsız bölümün davadan sonra devri nedeniyle davacıya seçimlik hakkı hatırlatılıp kullandırıldıktan sonra, yüklenici ile dava dışı taşeron Doğan arasında imzalanan sözleşmenin sıhhati ve inşaatın keşfen belirlenen seviyeye bu şahıs tarafından getirilip getirilmediği araştırılıp %99 seviyeye adı geçen Doğan Oymak tarafından getirilmesi halinde bu şahsın davacı yüklenici adına hareket ettiği kabul edilerek ve %1 eksiklikle ilgili giderim masrafları teknik bilirkişiden alınacak ek rapor ile hesaplattırılıp depo ettirilmek ve yapı kullanma izin belgesi almak üzere davacıya yetki ve süre verilip yapı kullanım izin belgesi alındıktan sonra gerekirse birlikte ifa suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekir.
Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile tapu iptâl ve tescil isteminin reddi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 6502 sayılı Kanun"un 73. maddesi gereğince tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.