20. Ceza Dairesi 2019/4196 E. , 2020/2400 K.
"İçtihat Metni" Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2019 tarihli ve 2019/176 esas, 2019/574 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 22/10/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında 24/02/2017, 27/05/2017 ve 03/10/2017 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçlarından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, her üç soruşturma evrakı birleştirilerek Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 26/01/2018 tarihli ve 2017/16356 soruşturma, 2018/197 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 09/02/2018 tarihinde posta yoluyla tebliğ edildiği, 12/02/2018 tarihinde savcılıkta elden tebliğ edilerek “kararın bir suretini aldım, karara itiraz etmiyorum,infaza başlamak istiyorum” şeklinde imzalı beyanı alınarak infazı için 12/02/2018 tarihinde Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 15/02/2018 tarihli ve 2018/567 DS sayılı ihtarlı çağrı yazısının şüpheliye 15/02/2018 tarihinde müdürlükte elden tebliğ edildiği, Denetimli Serbestlik Süreci Yükümlü Ön Bilgilendirme formu imzalatılarak denetim planı hazırlandığı, aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, Bursa Devlet Hastanesinin 22/03/2018 tarihli raporunda tedavisine gerek olmadığının bildirildiği, 14/05/2018 ve 04/06/2018 tarihli bireysel görüşmelerine ve vaka sorumlusu ile olan görüşmelerine katıldığı, 25/06/2018 tarihli 3.bireysel görüşmesine katılmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 28/06/2018 tarihli kararı ile uyarılmasına karar verildiği, 02/07/2018 tarihli uyarı yazısının 06/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, uyarılmasından sonra 13/07/2018, 10/08/2018, 07/09/2018, 05/10/2018, 02/11/2018 tarihli vaka sorumlusu ile olan görüşmelerine katıldığı, ancak 30/11/2018 tarihli grup/seminer çalışmasına katılmadığı, şüphelinin 03/12/2018 tarihinde dilekçe vererek mazeret bildirdiği, İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 04/12/2018 tarihli kararı ile mazeretin resmi ve belgelendirilebilir nitelikte olmadığı gerekçesiyle mazeretin reddine, yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinden dosyanın kapatılmasına karar verilerek 06/12/2018 tarihinde dosyanın Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak, 31/01/2019 tarihli, 2017/16356 soruşturma, 2019/3743 esas ve 2019/2962 sayılı iddianame ile şüphelinin TCK’nın 191/1 ve 53.md. uyarınca cezalandırılması istemiyle Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 16/05/2019 tarihli, 2019/176 esas ve 2019/574 karar sayılı kararı ile; ısrara şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle “kamu davasının durmasına, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 26/01/2018 tarih ve 2017/16356 soruşturma, 2018/197 karar sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sonucu verilen denetimli serbestlik tedbirinin kaldığı yerden devamı için dosyanın bir örneğinin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verildiği, kararın 24/05/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştirildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/01/2018 tarihli ve 2017/16356 soruşturma, 2018/197 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlâlinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, hakkında açılan kamu davası sonucunda kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına dair Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2019 tarihli ve 2019/176 esas, 2019/574 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Her ne kadar Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesince, "... sanık hakkında 26/01/2018 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği, sanığın 25/06/2018 tarihinde Bireysel Görüşmeye gitmediği ve 06/07/2018 tebliğ tarihli uyarı yazısı ile sanığın uyarıldığı, sanığa uyarı yazısına rağmen denetime uymadığı ancak denetime uymamakta ısrar etmiş sayılması için en az 2 kere uymaması gerektiği halde sanığın tek ihlali ile dosyanın kapatılarak mahkememize gönderildiği ve sanığın üzerine atılı suçla ilgili olarak kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceği ..." şeklindeki gerekçe ile durma kararı verildiği anlaşılmış ise de;
Somut olayda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/01/2018 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın 09/02/2018 tarihinde posta yolu ile 12/02/2018 tarihinde de elden adı geçen şüpheliye tebliğ edilmesini takiben, 15/02/2018 tarihi itibari ile tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların yükümlüye tebliğ edilerek tedbirin infazına başlanıldığı, yükümlünün 25/06/2018 tarihindeki bireysel görüşmeye katılmayarak denetim planına uymadığı, 28/06/2018 tarihinde uyarılmasına ve uyarı yazısının 06/07/2018 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, yükümlünün belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın 30/11/2018 tarihli grup/seminer çalışmasına katılmaması üzerine dosyasının kapatılarak Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, böylece yükümlünün denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlâl ettiği ve bu hâlin ısrar niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2019 tarihli ve 2019/176 esas, 2019/574 sayılı sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
İncelenen dosyada;
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 26/01/2018 tarihli ve 2017/16356 soruşturma, 2018/197 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine, erteleme süresi içinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlâlinde ısrar ettiği gerekçesiyle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2019 tarihli ve 2019/176 esas, 2019/574 sayılı kararı ile kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verildiği, anlaşılmaktadır.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/01/2018 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbeslik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın 09/02/2018 tarihinde posta yolu ile, 12/02/2018 tarihinde de elden şüpheliye tebliğ edildiği, Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce 15/02/2018 tarihi itibari ile tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların yükümlüye tebliğ edilerek tedbirin infazına başlanıldığı, denetim planı hazırlandığı, aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, Bursa Devlet Hastanesinin 22/03/2018 tarihli raporunda tedavisine gerek olmadığının bildirildiği, 14/05/2018 ve 04/06/2018 tarihli bireysel görüşmelerine ve vaka sorumlusu ile olan görüşmelerine katıldığı, 25/06/2018 tarihli 3.bireysel görüşmesine katılmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 28/06/2018 tarihli kararı ile uyarılmasına karar verildiği,02/07/2018 tarihli uyarı yazısının 06/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, uyarılmasından sonra 13/07/2018 , 10/08/2018 , 07/09/2018 , 05/10/2018 , 02/11/2018 tarihli vaka sorumlusu ile olan görüşmelerine katıldığı, ancak 30/11/2018 tarihli grup/seminer çalışmasına katılmadığı, şüphelinin 03/12/2018 tarihinde dilekçe vererek mazeret bildirdiği, İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 04/12/2018 tarihli kararı ile mazeretin resmi ve belgelendirilebilir nitelikte olmadığı gerekçesiyle mazeretin reddine, yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinden dosyanın kapatılmasına karar verilerek 06/12/2018 tarihinde dosyanın Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği dosyada; şüphelinin 03/12/2018 tarihinde Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne dilekçe vererek sabaha kadar çalışması nedeniyle müdürlüğe gelemediğini belirterek mazeret bildirdiği ve uyarılmasından sonraki beş farklı tarihteki vaka sorumlusu ile olan görüşmesine katıldığı dikkate alındığında, hükümlünün yükümlülük ihlalinde ısrar iradesinden ve denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğünü ikinci kez ihlal ettiğinden sözedilemeyeceği,bu nedenle ısrar koşulunun oluşmadığı anlaşıldığından ,durma kararı kanuna uygun olup kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
D-)Karar: Yukarıda açıklanan nedenlere göre;
Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2019 tarihli ve 2019/176 esas, 2019/574 sayılı kararına yönelik,yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 03/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.