Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/9742 Esas 2018/4654 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/9742
Karar No: 2018/4654
Karar Tarihi: 16.05.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/9742 Esas 2018/4654 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verildiği belirtilen bir ceza davası kararıdır. Ancak, benzer eylemler nedeniyle açılan derdest bir dava dosyasının incelenmemesi, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gibi nedenlerle hüküm BOZULMUŞTUR. Kararda, resmi belgede sahtecilik suçunun hukuki konusu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olarak 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca, 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu ifade edilirken, suça konu senetlerin aynı zamanda mı,
11. Ceza Dairesi         2016/9742 E.  ,  2018/4654 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekili ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- 05.08.2013 tarih ve 2013/76074 esas sayılı iddianamede, sanık hakkında benzer eylemleri nedeniyle Denizli 5. Asliye Ceza Mahkemesinde 2011/232 esas sayılı dosya ile açılmış derdest davanın bulunduğunun belirtildiği anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih, 2013/11-397 esas, 2014/202 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği gözetilerek; açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın benzer eylemlerden dolayı yargılandığı dava dosyalarının duruşmaya getirtilerek incelenmesi ve sanığın fiilinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi, sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
    2- 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi uyarınca; “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, suça konu senetlerin aynı zamanda mı, yoksa farklı zamanlarda mı verildiği belirlendikten sonra, aynı zamanda verilmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığının ve sahte belge sayısı dikkate alınarak TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
    3-Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, CMK"nın 325/1. ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi,
    4- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.