19. Hukuk Dairesi 2015/16758 E. , 2016/1882 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesine istinaden otomobil kredisi kullandırıldığını, diğer davalının sözleşmeye kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kredinin verilmediğini, aracın teslim edilmediğini, araç üzerine rehin konulduğunu, öncelikle rehinli takip yapılmasının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, BK 487 ve İİK 45 maddeleri uyarınca davacının asıl borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı da dikkate alınarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız takip yapılabileceği, her nekadar davalılar aracın teslim edilmediğini iddia etmiş iseler de, aracın 14/07/2010 tarihinde davalı şirket adına tescilinin yapılması ve kredinin 14.taksidine kadar ödenmesi nedeniyle davalıların iddialarının yerinde olmadığı gerekçesiyle rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalı şirket yönünden 31.162,36 TL asıl olmak üzere toplam 39.135,24 TL, davalı kefil yönünden 31.162,36 TL asıl olmak üzere toplam 38.057,04 TL üzerinden takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı şirketle kredi sözleşmesi imzalandığını, kredinin ödenmediğini belirterek alacak iddiasında bulunmuş, davalılar ise, araç satın almak için davacının bayisine gittiklerini, bir takım belgelere imza attıklarını ancak krediyi kullanmadıklarını, aracın teslim edilmediğini, araç teslim belgesindeki imzanın sahte olduğunu savunmuşlardır. Bu durumda mahkemece, araç teslim belgesindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, İİK. 45/1. maddesinde “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir.” Ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir." denilmektedir. Somut olay bakımından, davalı şirketin kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 03/02/2012 tarihinde İstanbul 35.İcra Müdürlüğü"nün 2012/2441 esas sayılı dosyasından rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığı, aracın henüz paraya çevrilmediği, davalılar aleyhine itirazın iptali davasına dayanak icra takibinin ise 22/05/2013 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından İİK 45.maddesi dikkate alınmadan karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.