3. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13053 Karar No: 2018/1727 Karar Tarihi: 27.02.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/13053 Esas 2018/1727 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2016/13053 E. , 2018/1727 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 27.02.2018 tarihinde taraflardan kimsenin gelmemiş olması nedeniyle işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; eşi olan ..."ın ... 1. Noterliğince tanzim edilen 04.11.2010 tarih ve 8566 yevmiye sayılı vasiyetnamesi ile saklı payına tecavüz ettiğini, TBK"nun 27. maddesi uyarınca vasiyetnamenin kesin hükümsüz olduğunu ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini talep etmiş, davacı vekili 01.07.2014 tarihli dilekçesi ile taleplerinin saklı paya vaki tasarruf aşımının önlenmesi ve saklı payın korunması olduğunu bildirmiştir. Davalılar; mirasbırakanın ilk eşinden kalan hissesini vasiyete konu ettiğini, mirasbırakanın vasiyete konu etmediği malvarlığı dikkate alındığında davacının saklı payına tecavüz edilmediğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece; davacı tarafça ileri sürülen saklı paya tecavüz iddiasının vasiyetnamenin iptal sebeplerinden olmadığı, bu iddia ile vasiyetnamenin tenkisinin talep edilebileceği, ancak davacı tarafça tenkise ilişkin terditli bir talebin ileri sürülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- HMK"nun 33. maddesi uyarınca; dayanılan olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise hakime aittir. Dava dilekçesinde; açılan davanın niteliği vasiyetnamenin iptali olarak açıklanmış ise de, anılan dilekçe içeriği ile davacı vekili tarafından verilen 01.07.2014 tarihli dilekçe birlikte değerlendirildiğinde; asıl istemin, mirasbırakanın saklı pay sahibi davacının bu hakkını zedelediği öne sürülen vasiyetnamesinin tenkisine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece; davanın TMK"nun tenkise ilişkin hükümleri doğrultusunda incelenip, taraflardan buna göre delilleri sorularak, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.