Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/11478
Karar No: 2018/7096
Karar Tarihi: 19.03.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/11478 Esas 2018/7096 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/11478 E.  ,  2018/7096 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, davalılar aleyhine açılan ... 1. İş Mahkemesinin 2013/366 esas, 2013/405 karar sayılı davanın ikame edildiğini, taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiğini ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre müvekkilinin davalılardan 22.157,08 TL net kıdem tazminatı alacağı, 7.381,25 TL net yıllık izin ücret alacağı, hakkaniyet indirimi uygulayarak, 14.016,00 TL net fazla çalışma ücret alacağı, 1.350,00 TL net prim ücreti ve hakkaniyet indirimi uygulanmak suretiyle 678,00 TL net genel tatil ücret alacağının olduğunu, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla taleple bağlı kalınarak, bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verdiği, bakiye alacak niteliğindeki 7.317,99 TL net kıdem tazminatının 4.038,90 TL net yıllık izin ücretinin, 4.817,00 TL net fazla çalışma ücretinin, 287,00 TL net genel tatil ücretinin, 145,82 TL vekalet ücreti farkı olmak üzere toplam 16.606,71 TL alacağın tahsili amacıyla davalı şirketler hakkında ... 23.İcra Müdürlüğünün 2014/3513 sayılı dosyasıyla icra takibi yapılmış ise de davalılar vekilince yapılan itiraz sonucunda takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın yerinde olmadığını beyanla borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar Cevabının Özeti:
    Davalılar, davacı vekiline 12.02.2014 tarihinde ödeme yoluyla ibraname alındığını, bu nedenle ilamla ilgili bir alacağın kalmadığını, davaya esas alınan bilirkişi raporunun yerinde olmadığını, yine ilgili bilirkişi raporuna ilamda yer verilmiş olması ilgili raporun yerinde olduğu sonucunu doğurmayacağını, davacının bordrolarda imzasının olduğunu, ihtirazi kaydının olmadığını, çekmiş olduğu bir ihtarının olmadığını, davacının da aylarca bu duruma ses çıkarmadığını, iş akdini esaslı değişiklik nedeniyle feshetmediğini, ilk davayı dahi askerlik nedeni ile fesih sebebi ile açtığını, bu nedenle davacının talep ettiği ilam dışı alacakların yerinde olmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacı-alacaklıca bahsedilen 12/02/2014 tarihli "makbuz ve ibraname" başlıklı belge mahkememizce bakiye alacaklar yönünden de feragat niteliğinde değerlendirilmekle davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında, düzenlenen ibranamenin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    İbra sözleşmesi, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nda düzenlenmiş olup, kabul edilen Kanun"un 132.  maddesi “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmünü getirmiştir. İbranameyle ilgili olarak diğer önemli bir düzenleme ise 6098 sayılı Kanun"un 420. maddesinde yer almıştır. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.
    Ancak yukarıda sözü edilen bu hükümler 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 6098 sayılı Kanun"un yürürlükte olmadığı bir dönemde düzenlenen ibranamenin geçerliliği sorunu, Yargıtay"ın ibraname konusunda yerleşmiş uygulamaları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
    Miktar içeren ibra sözleşmelerinde, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir
    Miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde ise, geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır. Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı ibranamede, irade fesadı haller ileri sürülüp ispatlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır
    İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından, borcun sona erdiği söylenemez. İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz. Savunma ile çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilmelidir. Başka bir anlatımla, bu gibi durumlarda ibranamenin bölünebilir etkisinden söz edilebilir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir. Aynı ibranamede çelişki bulunmayan ve miktar içermeyen kalemler bakımından ise borç ibra yoluyla sona ermiş sayılabilir.
    Somut olayda, davalı işveren tarafından ibraz edilen 12/02/2014 tarihli ibraname, davacının alacaklarını talep etmiş olduğu ... 1. İş Mahkemesinin 2013/366 esas sayılı dosyasının kesinleşmesi üzerine buradan doğan alacaklarını talep amacıyla takipte bulunduğu icra dosyasına atıf ile “... 9.İcra Müdürlüğünün 2010/11367 esas sayılı dosyasının bakiye borcu olan 3.560,00 TL"yi... Ltd.Şti.ve ...ı Telekomünikasyon Ltd. Şti. vekili Av. ..."dan teslim aldım. Bu icra dosyasından başka alacağımızın kalmadığını, bu dosya kapmasında borçlu şirketleri ibra ettiğimizi beyan ederiz.” şeklinde düzenlenmiştir. Mahkemece söz konusu “makbuz ve ibraname" başlıklı belge bakiye alacaklar yönünden de feragat niteliğinde değerlendirilmekle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı davalı işyerinde 02.04.2000-01.12.2009 tarihleri arasında çalışmış olmakla birlikte eldeki bakiye alacaklara ilişkin davanın kök dosyasını oluşturan ... 1. İş Mahkemesinin 2013/366 esas sayılı dosyadaki meblağlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Ardından açılan ilk icra takip dosya numarası da açık olarak bildirilen ibraname yalnızca icra dosyasındaki alacaklar yönünden ibra niteliğindedir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi