MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.05.2012 gününde verilen dilekçe ile tespitin iptali ve davacı köy adına mera olarak sınırlandırma talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı köy temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı vekili Kadastro Müdürlüğü tarafından davalı ... Köyünde kadastro çalışması yapıldığını, bu çalışmalar sırasında yüzölçümü 329 Ha. 4655 m2 ve 06 dm2 olan 110 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tamamının ... Köyü adına mera olarak tespit edildiğini, ancak bu parsel içinde bulunan ... Gölü, ... ve ... içinde kalan mera kısmının davacı köye ait olduğunu, meranın diğer kısımlarının ise davalı köye ait olduğunu, 110 ada 7 parsel içerisindeki dava konusu meranın kadimden beri davacı köy tarafından kullanıldığını, ilgili yasa hükümleri ve Yargıtay kararlarına göre davacı köyün kadimden beri var olan mülkiyet hakkının kadastro ile adiyetinin değişmediği ve hakkının zayi olmadığını, meranın ilgili kısımlarının başkaca bir kimsenin tasarrufunda da bulunmadığını, davacı köye ait kadim yerlerin tek bir parsel halinde davalı ... merası olarak tespit görmesinin haksız olduğunu belirterek, tespitin iptaline, davacı köyün kadim hakkı olan mera kısmının kadastral sınırları saptanarak tespitine ve 110 ada 7 parselden ifrazı ile davacı köyün kullanımındaki mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı köy temsilcisi, dava konusu yerlerin köylerine ait mera olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, fen bilirkişilerin 26.06.2015 tarihli rapor ve eki krokisinde "A" harfi ile gösterilen 581832,70 m2"lik kısmın 110 ada 7 parselden ifrazı ile davacı köyün kullanımındaki mera vasfı ile sınırlandırılarak mera özel siciline kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü davalı köy temsilcisi temyiz etmiştir.
Dava, kadim mera iddiasına dayalı iptal ve davacı köyün merası olarak sınırlandırma istemine ilişkindir.
Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin davalı köy ile husumetleri olup aralarında dava bulunduğuna dair davalı köy muhtarı dosyaya mahkeme kararı ibraz etmiştir. Bu durumda davalı köy ile aralarında dava olan mahalli bilirkişilerin tarafsızlığından sözedilmesi mümkün olamayacaktır.
Diğer yandan dosya içerisinde, Mera Kanununun 12. maddesine göre düzenlenmiş, dava konusu 110 ada 7 parsel sayılı taşınmazın mera olarak davalı ... Köyüne tahsis edilmesine ve tahsis kararının valilik onayına sunulmasına dair 09.11.2007 tarih ve 2007/45 sayılı "Komisyon Tahsis Raporu"nun bulunduğu görülmüştür.
Şu duruma göre; mahkemece çevre köylerden dava konusu taşınmazı bilen, tarafsız ve yaşlı kişilerden seçilecek mahalli bilirkişiler aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılarak, Mera Komisyonu tahsis kararının uygulanması ve akıbetinin araştırılarak sonucunun ne olduğunun belirlenmesi, davacı köy davada kadimlik iddiasında da bulunduğundan taraf köylerin kuruluş tarihinin ... Bakanlığından sorularak kadim veya muhdes köy olup olmadıklarının tespitinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yönler gözardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.