17. Hukuk Dairesi 2016/9131 E. , 2019/6529 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından dava dışı ..."a ait işyeri için işyeri sigorta poliçesinin tanzim edildiğini, 22.03.2013 tarihinde sigortalı iş yerinde su hasarının gerçekleştiği ihbarı üzerine detaylı araştırma sonucunda sigortalı işyerinin bulunduğu binanın arka cephesinde bodrum kat hizasında yoğun yağışlara bağlı olarak biriken suların yağmur suyu tahliye tesisatının tıkalı olması nedeni ile bina dış cephesinden içeri sızdığı ve sigortalı işyerindeki halı türü emtiada hasara neden olduğunun tespit
edildiğini, eksperce tespti edilen 8.426,00 TL hasar bedelinin 02.05.2013 tarihinde sigortalıya ödendiğini, davalıların meydana gelen hasardan bina malikleri sıfatıyla arsa payları oranında sınırlı olmak üzere sorumlu olduklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.426,00 TL"nin ödeme tarihi olan 02.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan arsa paylarına isabet eden oranlarda tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu olayın tamamen bir doğal afetten/olaydan ibaret olduğunu müvekkillerinin mevcut olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun ve ihmalinin bulunmadığını, eksper raporunda tıkalı olduğu beyan edilen yağmur giderinin bina ile ilgisinin olmadığını, mevcut olayın sigorta kapsamında olmasının da mümkün olmadığını, sigortalanın da müterafik kusur ve sair hususlarının nazara alınması gerektiğini, davacı tarafça sunulan eksper raporunun kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın öncelikle zamanaşımı ve görev nedeniyle reddini olmadığı takdirde esastan reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı maliklerin kusurunun bulunmadığının anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı taraf, ortak alan olan yağmur suyu tahliye tesisatının tıkalı olması sebebi ile sigortalı işyerinde hasara neden olduğu iddiasına dayanmaktadır. Mahkeme tarafından, sigortalı iş yerinin bulunduğu binaya ilişkin
tapu kayıtları getirtilmiş ve ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulduğu anlaşılmıştır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde, "kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği" düzenlemesine yer verilmiştir. Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"ndan kaynaklandığı dikkate alınarak, davada Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.