Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17447
Karar No: 2018/13527
Karar Tarihi: 15.10.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/17447 Esas 2018/13527 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mirasbırakanın 1574 parsel sayılı taşınmazının 1991 yılında ikinci eşi olan davalıya muvazaalı şekilde satıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, dava kısmen kabul edilmiş ancak temyiz sonrasında karar bozulmuştur. Mahkeme kararıyla, muvazaa iddiasının doğru tespiti için mirasbırakanın gerçek irade ve amacının açık şekilde ortaya çıkarılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu tür davalarda, delillerin eksiksiz toplanıp doğru şekilde değerlendirilmesi önemlidir. Muvazaa iddiasının ispatı, somut olayın şartlarına bağlıdır. Başka bir ifadeyle, mirasbırakanın gerçek iradesi açık şekilde belirtilmediği sürece muvazaa ispat edilemez. Mahkeme kararında belirtilen kanun maddeleri şunlardır: Türk Medeni Kanunu 706., Türk Borçlar Kanunu 237. (Borçlar Kanunu 213.) ve Tapu Kanunu 26. madde.
1. Hukuk Dairesi         2015/17447 E.  ,  2018/13527 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanı ...’ın maliki olduğu 1574 parsel sayılı taşınmazı davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, devrin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, murisin taşınmazını satmasını gerektirir bir ihtiyacı olmadığı gibi davalının da taşınmazı satın alacak ekonomik gücü bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında talebini miras payına hasretmiştir.
    Davalı, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, devrin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, yapılan temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın maliki olduğu 1574 parsel sayılı taşınmazı 20.11.1991 tarihinde ikinci eşi davalıya satış suretiyle devrettiği, 1947 doğumlu mirasbırakanın 20.08.1997 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı kızı ..., davalı ikinci eşi ... ile davalı eşinden olma dava dışı kızları ..., ..., ... ve ilk evliliğinden olma dava dışı oğulları ..., ..., ...’nın kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. HMK 190. madde ve TMK 6. madde hükümleri gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
    Somut olayda, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı evlenmeden 1 gün önce davalıya temlik ettiği, amacının davalı ikinci eş ve ikinci eşten olma çocuklarını korumak olduğu, dava konusu evi daha sonra davalının inşaa ettiği ve özellikle davalı tanığı ...’in beyanlarından da davalının altınlarını bozdurarak evin yapımında parasal katkıda bulunduğu gibi çalışarak mirasbırakana baktığı ve evin ihtiyaçlarını karşıladığı sabit olup, mirasbırakanın davalıya yaptığı temlikin muvazaalı olduğunun davacı tarafından usulünce ispat edilemediği anlaşılmaktadır.
    Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi