19. Hukuk Dairesi 2015/7684 E. , 2016/1863 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 24/12/2014
NUMARASI : 2013/185-2014/528
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın iptali davası için öngörülen 1 yıllık sürenin sona erdiğini, bu nedenle işbu alacak davasını açtıklarını, müvekkilinin cari hesap ilişkisi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu belirterek, 21.647,50 TL"nin takip tarihi ve aynı zamanda ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 26/01/2011 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının icra takibinde fazla ödenen miktarın iadesini talep etmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacağın zamanaşımına uğradığını, faiz başlangıç tarihinin ve faiz miktarının hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi ek raporuna göre, zamanaşımı itirazının reddiyle, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan fatura içeriği mallardan depo teslim fişlerinde teslim alan imzası olanlar dikkate alındığında davacının 10.577,70 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının temyiz itirazlarına gelince, davacı cari hesap ilişkisi nedeniyle alacak iddasında bulunmuştur. Taraf ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda taraflar arasında sürekli işleyen ticari ilişkinin bulunduğu, mal teslimi ve ödemelerin yapıldığı, tarafların ticari defterleri arasındaki farkın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan bir takım faturalardan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Somut olayda davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup, davacının ticari deftelerinde kayıtlı olmayan faturalar bakımından ispat yükü davalıdadır. Davalı tarafından davacı adına düzenlenen depo çıkış fişlerinin bilirkişi tarafından incelendiği, depo çıkış fişlerinin bir kısmında malı teslim alan kısmında imza olduğu, imzalı olanların dikkate alınması sonucunda belirlenen alacak yönünden mahkemenin kısmen kabul kararı verdiği anlaşılmaktadır. Davacı rapora itiraz etmiş ve depo çıkış fişlerinin ihtilafsız faturalara ait olabileceğini beyan etmiştir. Bilirkişi raporunda depo çıkış fişlerinin ihtilaflı faturalara ait olduğuna dair açık bir tespit bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece, ihtilaflı faturalara konu malların teslimi konusunda depo çıkış fişleri ve tarafların ticari defteleri birlikte değerlendirilerek davacı itirazları da dikkate alınmak suretiyle Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.