Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/3328 Esas 2019/445 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3328
Karar No: 2019/445
Karar Tarihi: 06.02.2019

Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/3328 Esas 2019/445 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından hüküm giymiştir. Ancak, sanığın temyiz istemi üzerine yapılan incelemede, Tebligat Kanunu'na uygun tebligat yapılmamış olduğu belirlenmiştir. Suçlamaların başka delillerle de desteklenmediği için sanık beraat etmiştir. Kararda, TCK'nun 204/1, 62, 51 ve 158/1-f, 62, 52/2 maddelerine atıfta bulunulmuştur. Kanun maddeleri, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının tanımı ile ilgili hükümleri içermektedir.
15. Ceza Dairesi         2017/3328 E.  ,  2019/445 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
    HÜKÜM : 1- Sanık hakkında; TCK’nun 204/1, 62, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet
    2- Sanık hakkında; TCK’nun 158/1-f, 62, 52/2 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından, sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın yokluğunda verilen hükmün Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak sanığın tebliğ belgesinde gösterilen adresine daha önce usulüne uygun herhangi bir tebliğ yapılmadığı, bu nedenle sanığa Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    Katılan ile sanık arasında birkaç yıldır devam eden ticari ilişki olduğu, birbirlerine oto alıp sattıkları bu ticari ilişki sebebiyle sanığın eşi... (Yücel)"ya ait suça konu çekleri doldurup eşi..."nın yerine ve onun imzasını taklit ederek keşide edip katılana verdiği ve bankaya ibrazında keşideci imzasının hesap sahibi..." ya ait olmadığının tespit edilerek ödeme yapılmadığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı suçları işlediği iddia edilen olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; suça konu çekteki keşideci imzasının keşideciye ait olmadığından bahisle sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında; sanığın aşamalardaki savunmasında; suça konu çekleri borcuna karşılık katılana verdiğini, ancak işleri bozulduğu için çek bedellerini ödeyemediğini, çeklerdeki imzaların kendisine ait olduğunu,ancak bu durumdan katılanında haberdar olduğunu,iş ilişkileri sebebiyle kendisine daha önceden de çek verdiğine ilişkin beyanı ve 25.09.2011 tarihli bilirkişi raporunda sanık tarafından katılana daha önce verilen mukayese konusu 20.750 ve 11.000 TL bedelindeki iki çek ile suça konu çeklerin keşideci imzalarının aynı şahsın elinden çıktığını; yazıların ise sanığın el ürünü olduğuna ilişkin tespiti, katılan ve tanık ifadeleri karşısında; sanığın borcunu kabul ettiği, sanığın katılan ile ticari ilişkisi kapsamında suça konu çekler haricinde keşideci olan eşi yerine çek tanzim ederek katılana verip ödenen çekler olduğu; sanığın suç kastıyla hareket ederek üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla; sanığın resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
    Kabule göre de;
    Sanık hakkında düzenlenen 10/02/2012 tarihli iddianame ile suça konu Garanti Bankasına ait 31.01.2010 tarihli 8.750 TL bedelli çek hakkında dava açıldığı halde, bu çek yerine mukayese belge olarak ibraz edilen 20/02/2010 tarihli 20.750 TL bedelli çek ile ilgili inceleme yapılıp, bu çeke dayanarak hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.