4. Hukuk Dairesi 2015/5068 E. , 2016/3496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/09/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarında öğretim üyesi olduklarını, davalının ise çalgı bölümü lise devresi 3 telli kemençe 11/B sınıfı öğrencilerden ..."in velisi olduğunu, davalının İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müdürlüğüne ve YÖK"e hitaben yazmış olduğu dilekçelerde, velisi olduğu kızına baskı uygulandığı, ayrımcılık yapıldığını, 4 telli kemençe sınıfına alınması gerektiği halde alınmayarak görevlerini kötüye kullandıklarından bahisle haklarında şikayetçi olduğunu, şikayeti üzerine hakkında açılan disiplin soruşturması sonucunda, “disiplin cezası ile cezalandırılmalarına gerek görülmediğine" karar verildiğini; ayrıca dilekçe içeriğinde yer alan "hoca vasfı altında kendilerine tahsis edilmiş eğitim odalarını, sorgu odaları şekline sokup adeta yargıç kimliğine bürünerek ağzı var dili yok, savunmasız çocuklarımızı insafsızca yargılayarak kendi egolarını tatmin etmek için çocuklarımızın küçücük beyinleri ve kalplerinde yaşattıkları o büyük odalarda yapılan muamelelere dur demek adına...." şeklindeki sözlerle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, 2010 yılından beri kızının meslek çalgısı olan üç telli kemençe öğretimi ile ilgili sıkıntılar nedeniyle İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Çalgı Bölüm Başkanlığına, İTÜ Rektörlüğüne ve YÖK"e yazdığı dilekçelerin içeriklerinin veli olarak sorunlara çözüm bulunması amacıyla verildiğini, zira kızına yapılan uygulamaların haksız olduğunu, kızının başarılı bir öğrenci olduğu halde, davacıların başarısız ve disiplinsiz olduğunu iddia ettiklerini, yasal şikayet hakkını kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davaya konu dilekçelerde davalının, sonuç olarak, baraj sınavı beklenmeden kızı ..."in üç telli kemençeden dört telli kemençeye geçirilmesi hususunda durumunun değerlendirilmesi yönünde talepte bulunduğu, ancak dilekçeler içeriğinde öğretim görevlisi olan davacılar hakkında ihbar ve şikayet hakkını kullanırken amacı aşar şekilde ifadeler kullandığı, haksız karalamada bulunduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasa"nın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 49. maddesinde (6098 s. TBK m. 58) ise; saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda; davacıların öğretim üyesi oldukları İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarının çalgı bölümü lise devresi 3 telli kemençe sınıfı öğrencilerden ..."in velisi olan davalı tarafından yazılan dilekçeler ile, kızının baraj sınavı beklenmeden üç telli kemençeden dört telli kemençe eğitimine geçirilmesi hususunda durumunun değerlendirilmesi için talepte bulunduğu, davalının söz konusu dilekçeler ile isteğini iletirken sitemini de dile getiren ifadeler kullandığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda, şikayetin haksız olduğundan söz edilemeyeceği gibi, dilekçeler içeriğinde kullanılan ifadelerin de başlı başına davacıların kişilik haklarına yönelik bir saldırı oluşturduğu kabul edilemez. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.