Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
HUMK"nun 443/4.maddesinde aile ve şahsın hukukuna ilişkin hükümlerin kesinleşmeden icra olunamayacağı belirtilmiş, nafakaya ait olanlar bunun dışında tutulmuştur. Kesinleşmeden takibe konulabilecek olan nafaka ile ilgili hükümler tedbir nafakasına ait olanlardır. Yoksulluk ve iştirak nafakası boşanmanın eklentisi olup, kesinleşmeden takibe konulamaz.
Somut olayda İstanbul 1. Aile Mahkemesinin 4.3.2008 tarih ve 2007/911 E 2008/118 K sayılı ilamına bağlı olarak borçlu hakkında ilamların icrası yolu ile icra takibine başlanmıştır.
Takip dayanağı ilamda, "tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin alacaklıya verilmesine, borçlunun her ay alacaklı için 4000 TL yoksulluk nafakası, çocuklar için de 4000"er TL iştirak nafakası olmak üzere toplam 12.000 TL"yi nakden alacaklı tarafından bildirilecek banka hesabına en geç her ayın 3.gününe kadar ödenmesine "karar verilmiş ve anılan karar 10.3.2008 tarihinde kesinleşmiştir.
9.7.2010 tarihinde başlatılan bu takipte 4.3.2008 karar tarihi itibariyle Mart 2008 tarihine ait aylık nafaka tutarının da talep edildiği ve borçlu tarafından bu hususa karşı  çıkıldığı görülmektedir.
Sözkonusu iştirak ve yoksulluk nafakaları için dayanak ilamın kesinleşme tarihinden itibaren istenebilir hale geleceği, gözetildiğinde bilirkişiden bu konuda ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.