4. Hukuk Dairesi 2015/3813 E. , 2016/3487 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı .. vekili Avukat .. tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 17/03/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılar ... ve davalı köy muhtarı ... yönünden yargı yolu nedeniyle reddine, davalılar ... ve davalı ... yönünden kısmen kabulüne dair verilen 18/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının davalılardan .. ile davalı ..."a yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının davalı .. Kişiliğine yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
3- Davacının davalı ..."ye yönelik temyiz itirazları yönünden;
Dava, yer altı kablolarının hasar görmesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılar .. ve köy muhtarı ... yönünden yargı yolu nedeniyle davanın reddine, davalılar .. ve ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekilince .. köyü muhtarlığınca, davalı köy muhtarı ..."nin emir ve talimatı ile .. tarafından atık su kanalı kazı çalışması sırasında davalı şirkete ait ve davalı ... yönetimindeki kepçe ile davacı şirkete ait yer altı kablosu ve diğer güzergahlardaki kabloların kopartılarak şirketin zarara uğratıldığını belirtilerek; bu zararın tazmini talep edilmiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, köy muhtarı olan davalı ... yönünden davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan sorumluluk hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda; köy muhtarı olan davalının görevi sırasında talimat vererek çalıştırdığı iş makinesinin kullanımı dolayısıyla meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu belirtilerek maddi tazminat isteminde bulunulmuştur. Anayasa"nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabileceğine göre adı geçen davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir. Diğer yandan, özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişiler aleyhine idari yargı yerinde dava açılamaz. Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, gerçek kişi olan davalı muhtar hakkında da görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) no"lu bentlerde gösterilen nedenlerle davacının davalılar ... ve .. yönelik temyiz itirazlarının reddine; temyiz edilen kararın (3) no"lu bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yönünden BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.