10. Hukuk Dairesi 2017/1357 E. , 2019/4798 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle; “davanın kabulü ile, davacının davalı ... Yöneticiliği’ne ait işyerinde hizmet akdi ve asgari ücretle 01.10.2005 - 31.01.2011 tarihleri arasında ayda 13 gün olmak üzere toplam 832 gün çalıştığının tespitine” dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi uyarınca kabulüne, Ankara 32. İş Mahkemesine ait 29.09.2016 gün ve 2016/62-409 sayılı hükmün kaldırılmasına, yerine davanın kısmen kabul kısmen reddi, ile davacı ... "ün davalı ... Apartman Yöneticiliği"ne ait iş yerinde hizmet akdine tabi olarak 01.10.2005 - 31.01.2011 tarihleri arası her ay 13 gün olmak üzere 832 gün, günün sigorta primine esas asgari kazanç üzerinden çalıştığının tespitine, fazla istemin reddine, karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının ... Apartmanında apartman görevlisi olarak Kasım 2004 tarihinden Şubat 2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı ... Apartmanı Yöneticiliği cevap dilekçesinde, davacının dava konusu apartmanda hiçbir şekilde çalışmadığını, apartmanın zemin-bodrum katında bulunan dairenin davacının eşi olan ...ile yönetici ... arasında yapılan kira sözleşmesi ile davacı tarafa kiraya verildiğini, davacının ve eşinin apartmanda kiracı olarak oturmaktan başka apartman ile hiç bir ilişkilerinin bulunmadığını, davacı tarafın kiracı olarak oturdukları dairenin aidatlarını düzenli olarak apartmana ödediğini, apartmanın bakımı ve temizliği ve de bahçe bakımının apartmanca dışarıdan başka kişilere gündelik çalışmalar karşılığı yaptırıldığını, apartmana ait karar ve işletme defteri incelediğinde apartman görevlisi ile ilgili hiçbir kararın alınmadığı ya da gelir gider tablosunda apartman görevlisi adı altında hiçbir giderin olmadığının ve gelir tablosu incelendiğinde davacı ve eşinin oturduğu daire ile ilgili olarak kira gelirinin apartmana gelir olarak yazıldığının görüleceğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Kurum vekili; Kurum kayıtlarının resmi nitelikte belgeler olup aksi ispat edilene kadar geçerli olduğunu, 506 sayılı ve 5510 sayılı Yasanın ilgili maddelerine göre çalıştırılan işçilerin sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplam prim ödeme gün sayıları ile sigorta primlerini gösteren kayıt belgelerin Kuruma bildirilmesi mecburiyetinin işverene ait bir yükümlülük olup bildirilmeyen bu kayıtlar için Kurumun sorumlu tutulamayacağını, Kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama giderlerine de hükmedilemeyeceğini bildirerek davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
“Davanın kabulüne, Davacının, davalı ... Apartman Yöneticiliği"ne ait iş yerinde hizmet akdi ve asgari ücretle 01/10/2005 - 31/01/2011 tarihleri arasında ayda 13 gün olmak üzere toplam 832 gün sigortaya tabi olarak çalıştığının tespitine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF:
Davalı Kurum vekili tarafından anılan karara yönelik istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
B- BAM KARARI
Davalılar vekillerinin istinaf isteminin HMK"nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulüne, Ankara 32.İş Mahkemesine ait 29.09.2016 gün ve 2016/62-409 E.-K. sayılı hükmün kaldırılmasına, yerine; “Davanın kısmen kabul kısmen reddi, ile davacı ... Gül"ün davalı ... Apartman Yöneticiliği"ne ait işyerinde hizmet akdine tabi olarak 01.10.2005 - 31.01.2011 tarihleri arası her ay 13 gün olmak üzere 832 gün, günün sigorta primine esas asgari kazanç üzerinden çalıştığının tespitine, fazla istemin reddine,” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekilince, davacının ve davalı işverenliğin Kurumda bir kaydı bulunmadığı, tanık beyanlarından davacının kendisine tanık ayarladığı, dayanılan bilirkişi raporlarının çelişkilerle dolu olduğu, mevsim değişikliklerin dikkate alınmadığı, tanık beyanlarında dahi yapılan işlere dair bu kadar ayrıntının yer almadığı 5 yıllık zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiği; davalı Apt. Yön. Vekili tarafından ise, davacı ve eşinin apartmanda kiracı olarak oturmaktan başka bir ilgilerinin olmadığı, apartman içi ve dışı bahçe işlerinin dışarıdan 3. Kişilere yaptırıldığı, ilgili karar defterlerinde apartman görevlileri hakkında hiçbir kararın alınmadığı, davacı tarafın kötüniyetli olduğu, temyiz başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut davada; Davacı ... Apartmanında apartman görevlisi olarak Kasım 2004 tarihinden Şubat 2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece bir kısım tanık beyanlarına itibarla, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu hükme esas kılınmak suretiyle “Davacının, davalı ... Apartman Yöneticiliği"ne ait iş yerinde hizmet akdi ve asgari ücretle 01/10/2005 - 31/01/2011 tarihleri arasında ayda 13 gün olmak üzere toplam 832 gün sigortaya tabi olarak çalıştığının tespitine” karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Dosya kapsamında yer alan kayıt ve belgelerin incelenmesinde; 11.2005 - 09.2009 tarihleri arasında ... adına tanzim olunmuş Temizlik ve Bahçe bakımına ilişkin para makbuzlarının, yine 10.2009-11.2011 tarihleri arasında ... adına tanzim olunmuş Temizlik ve Bahçe bakımına ilişkin para makbuzlarına ilişkin kayıtların mevcut olduğu, anılan kayıtlara ilişkin tarihlerin, kabule konu kapıcılık hizmetlerinin bir kısmını içerdiğinden, bahse konu makbuzlarda adı geçen ... ve ... isimli şahısların tanık olarak bilgi ve görgülerine başvurulmak suretiyle, davacının sair kapıcılık işlerini yapıp yapmadığı sorulmalı, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Diğer yandan, dosya kapsamında dinlenen bir kısım tanık beyanlarına itibarla, davacının davalı ... bünyesinde kapıcı olarak çalıştığı kabul edilmişse de, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, kapıcılık hizmetine ilişkin dinlenen tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmek suretiyle, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile yazılı biçimde tesis edilen kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 27.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.