17. Hukuk Dairesi 2016/14520 E. , 2019/6515 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, 12/11/2009 tarihinde içinde... "in yolcu olarak bulunduğu ... plaka sayılı araç ile ... plaka sayılı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası neticesinde ağır bir şekilde yaralandığını, müvekkilinin kazanın oluşunda herhangi bir kusurunun olmadığını, ... Plaka sayılı aracın davalı ... Sigortaya ... ve ... nolu poliçelerle sigortalı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kazaya karışan ... plakalı aracın 18.06.2009 tarihlerinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu,... plakalı aracın trafik poliçesinin ise 11.11.2009 tarihinde iptal edildiğini, söz konusu aracın şirket nezdinde geçerli bir poliçesinin bulunmadığını, olayla ilgili olarak kusur ve maluliyet raporları aldırılmasını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; gerekçede kazaya karışan ... plaka sayılı aracın kaza tarihinde sigortalı olmadığı, bu aracın kusuru nispetinde açılan davanın yerinde olmadığı, sigortanın 15 gün daha geçerli olması hususunun bu dosyadaki duruma uygun düşmediği
belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile 19.592,01 TL sürekli, 1.288,94 TL geçici iş görmezlik olmak üzere toplam 20.880,95 TL "nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 297. Maddesi uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır. Somut olayda davacı vekili; kazaya karışan her iki araç yönünden davalı ... şirketinden tazminat talebinde bulunmuş, ıslah dilekçesinde ise; hesap bilirkişisi raporunda hesaplanan ve kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarına göre sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarların toplamı 26.122,68TL nın davalı ... şirketinden tahsilini talep etmiştir. Temyize konu kararda ise gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak ve taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde; kazaya karışan ... Plaka sayılı aracın kaza tarihinde sigortalı olmadığı, bu aracın kusuru nispetinde açılan davanın yerinde olmadığı, sigortanın 15 gün daha geçerli olması hususunun bu dosyadaki duruma uygun düşmediği belirtilmiş olmasına rağmen, dosyada aldırılan hesap raporunda kazaya karışan... plakalı aracın kusur oranına göre hesaplanan kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatlarına hükmedilmiş olması ayrıca; hüküm fıkrasında davalının sorumlu tutulduğu tazminatlara; kazaya karışan hangi aracın ilgili olduğu ZMMS poliçesi yönünden hükmedildiğinin de açıkça belirtilmemiş olması yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.04.1992 gün, 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve içtihada uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen, kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa ile 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, çelişkili gerekçe ve gerekçe hüküm çelişkisi içeren karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep şekline göre davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...Ş."ye geri verilmesine 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.