Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/23966 Esas 2017/10536 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/23966
Karar No: 2017/10536
Karar Tarihi: 01.11.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/23966 Esas 2017/10536 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/23966 E.  ,  2017/10536 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalının bireysel kredi sözleşmeleri ile üç ayrı kredi kullandığını ancak kredi taksitlerini ödemediğinden kat ihtarı çekilerek, muaccel hale gelen borcun tahsili için icra takibi başlatıldığını, takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek Mahkemece, kısa kararda “davanın reddine” yazılmasına rağmen hüküm fıkrasında “davanın reddine ve her ne kadar davalı taraf davacının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi yapmış olması nedeniyle kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talebinde bulunmuş ise de davalının hukuki fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı tespiti ancak yapılan bu yargılma ile mümkün olduğundan bu sebeple davacının kredi borcunu tahsiline ilişkin yapmış olduğu icra takibinde kötü niyetli olduğu kabul edilmeyeceğinden davalının bu yöndeki talebinin reddine” şeklinde karar verildiği, böylece kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulması gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.