9. Hukuk Dairesi 2017/218 E. , 2017/1423 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren, davacının kendi isteğiyle istifa ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Yerel Mahkemenin ilk kararı, Dairemizin 10/03/2014 tarih ve 2012/2529 Esas, 2014/7540 Karar sayılı ilamıyla “1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı sözleşmenin haksız feshedildiğini iddia ederken, davalı dosyaya sunduğu 3.1.2008 tarihli istifa dilekçesiyle davacının istifa ettiğini savunmuştur.
Mahkemece bu istifa dilekçesine itibarla davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının reddine karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesinden önce dosyaya 3 adet istifa dilekçesi sunulmuştur.
Bu istifa dilekçelerinin incelenmesinde 02.01.2007 tarihli istifa dilekçesinde davacının iş yoğunluğu ve ücret miktarının düşürülmesi gerekçesiyle istifa ettiği ancak kaymakamlık makamınca şartlı istifa olmayacağı şerh düşülerek şartsız istifa etmesi gerektiği belirtilerek istifa dilekçesi kabul edilmemiştir. Sonrasında davacı tarafından 03.01.2007 tarihli istifa dilekçesi sunulmuş ancak bu istifa dilekçesi işleme konulmayarak davacı 03.01.2008 tarihine kadar çalışmıştır.
Davacı sözleşmesinin bu tarihte haksız feshedildiğini iddia etmiştir. Davalı ise 03.01.2008 tarihli istifa dilekçesiyle davacının istifa ettiğini savunmuş ise de tahrifat yapıldığı anlaşılan 03.01.2007 tarihli istifa dilekçesinin kaymakam havalesinin olduğu kısımdaki 2007 tarihinin elle 2008 olarak değiştirildiği görülmüştür. Ayrıca temyiz dilekçesi ekinde davacı tarafından 02.01.2008 tarihli gerekçeli istifa dilekçesi de sunulmuştur. Bu istifa dilekçesinin incelenmesinde, davacının 02.01.2007 tarihli istifa dilekçesindeki gibi iş yoğunluğu ve ücret miktarının düşürülmesi gerekçesiyle istifa ettiği ve dilekçenin vakıf muhasibi tarafından havale edildiği görülmüştür. Davacı duruşmada " ...2007 yılından sonra ikramiyelerinin kesilmeye başlandığını, ayrıca maaşının eksik verilmeye başlandığını, kaymakam ile görüşmek istediğini, ancak görüşemediğini, baskılar uygulandığını, baskılara dayanamayarak istifa ettiğini " beyan ettiği anlaşılmıştır.
İstifa dilekçesi tahrifatlı olup, redde dayanak yapılamaz.
Dava dosyasında fesih, davacının dilekçeleri ve özellikle duruşmadaki beyanına göre "işçinin haklı feshi " açısından değerlendirilmelidir.
Mahkemece yapılacak iş, davacının duruşmadaki " ikramiyelerin kaldırılması ve/veya ücretlerinin düşürülmesi ve baskılar sonucu istifa ettiği " iddiası değerlendirilerek bu hususların ispatına göre davacı işçinin istifasının haklı nedene dayanıp, dayanmadığı saptanarak sonuca gitmektir. Mahkemece işçi feshi nedeni ile ihbar tazminatı talebinin reddi yerinde ise de, kıdem tazminatı talebinin eksik inceleme ile reddi hatalı olup hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Yerel mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Gerekçeli kararda dava tarihinin 18/07/2008 yerine 09/02/2015 olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
2-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Taraflar arasında bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı ihtilaflıdır.
Mahkemenin ilk kararı davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 10/03/2014 tarih ve 2012/2529 Esas, 2014/7540 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili “kıdem tazminatı alacak talebini ıslah” ederek bu talebini artırmış, Mahkemece davacı vekilinin bozmadan sonra “kıdem tazminatı alacak talebini ıslah” ederek yaptığı talep artırımına değer verilerek alınan ek rapor doğrultusunda karar verilmiştir.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu" nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK. nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu" nun 45/5. maddesi “ İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerini ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı “ hükmünü içermektedir.
Yargıtay Kanunu" nun 45/5. maddesi karşısında Dairemizce “ Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu" nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararına uygun karar verilmesi gerekmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davacı vekilinin bozmadan sonra “kıdem tazminatı alacağı talebini ıslah” ederek yaptığı talep artırımına değer verilerek alınan ek rapor doğrultusunda karar verilmesi, HMK.nun 177/1. maddesinin “Islah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir” hükmü ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK. nın değiştirilmesine gerek olmadığına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı YİBK” karşısında isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.