Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı Z.. P.."ın çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla borçlu H.. Ç.. hakkında başlattığı takipte, keşideci konumunda olan takip borçlusu ile icra kefili olan diğer borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonra İİK"nun 71/son maddesi koşullarında icra mahkemesine yaptıkları başvuru üzerine, mahkemece, İİK"nun 71/son maddesi göndermesiyle aynı Kanun"un 33/a maddesi gereğince her iki borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir.
İİK.nun 38. maddesine göre, icra dairesindeki kefaletler, ilam mahiyetini haiz belgelerden olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. İİK.nun 39. maddesine göre ise, ilama müstenit takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına uğrar.
İcra kefaleti, kambiyo senedinden ayrı bir taahhüdü içerdiğinden Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, icra kefili olan borçlu Ç.. . A.Ş. yönünden yapılan son işlem tarihinden, yenileme tarihine kadar anılan zamanaşımı süresi gerçekleşmemiştir.
O halde mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu (icra kefili) şirket hakkındaki zamanaşımı şikayetinin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile anılan borçlu yönünden de icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. 
SONUÇ :Alacaklıların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.