20. Ceza Dairesi 2019/4068 E. , 2020/2397 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Kocaeli 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2016 tarihli, 2015/273 esas ve 2016/583 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03/10/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında 12/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, tarihsiz, 2014/12957 soruşturma ve 2014/130 sayılı kararı ile beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye tebliğ edildiği, 27/10/2014 tarihinde infazı için Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 20/11/2014 tarihli ve 2014/3230 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan mernis adresine tebliğe çıkarıldığı, mernis adresinde 27/11/2014 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/1.maddesine göre tebliğ edildiği, şüphelinin müdürlüğe başvurmadığı,İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 02/02/2015 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek 11/02/2015 tarihinde Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Şüpheli hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/02/2015 tarihli, 2015/4245 soruşturma, 2015/1802 esas ve 2015/1483 sayılı iddianame ile TCK’nın 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Kocaeli 3.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Kanun yararına bozma istemine konu Kocaeli 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2016 tarihli 2015/273 esas ve 2016/583 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın yokluğunda verilen karar 12/08/2016 tarihinde mernis adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, 06/09/2016 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştirildiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen tarihsiz ve 2014/12957 soruşturma, 2014/130 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın çağrı kağıdının tebliği üzerine müracaatta bulunmaması sebebiyle denetim yükümlülüğünü ihlâl ettiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2016 tarihli ve 2015/273 esas, 2016/583 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde, “(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır. (2) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” şeklinde, 40. maddesinde; “(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir. ... (3)Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir. (4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığına geri gönderilir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
Somut olayda, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sonrasında Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen çağrı kağıdının 27/11/2014 tarihinde sanığın bilinen en son ve aynı zamanda Mernis adresinde tanınmaması üzerine muhtara tebliğ edildiği, sanığın yasal süre içerisinde anılan Müdürlüğe müracaat etmediğinden bahisle denetimli serbestlik dosyasının kapatılarak sanık hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenmiş ise de, sanığın fiilinin ısrar olarak değerlendirilebilmesi için an az iki kez ihtar yapılmış olması ve sanığın usulüne uygun iki ihtara rağmen davete icabet etmemesi veya başka herhangi bir şekilde haberdar olmasına rağmen ısrarla denetime uymaması gerektiği anlaşıldığından, mahkemesince tebligat işlemlerinin tamamlanabilmesi amacıyla durma kararı verilmesi gerekirken açılan kamu davası hakkında yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2016 tarihli ve 2015/273 esas, 2016/583 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
İncelenen dosyada; şüpheli hakkında, 12/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca tarihsiz ve 2014/12957 soruşturma, 2014/130 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında şüphelinin yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açıldığı, Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2016 tarihli ve 2015/273 esas, 2016/583 sayılı kararı ile sanığın cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8 maddesinde "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeler ile;
5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde, “(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır. (2)Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” şeklinde, 40. maddesinde;“(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir...3)Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir. (4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığına geri gönderilir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
Sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında davaya devam olunacağı dikkate alındığında, somut olayda; sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için 10 gün içinde başvurmasına ilişkin Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 20/11/2014 tarihli ve 2014/3230 DS sayılı çağrı yazısı 27/11/2014 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/1.maddesine göre şüpheliye tebliğ edilmiş, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunca dosyanın kapatılmasına karar verilerek sanık hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenmiş ise de; müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, ısrar şartının gerçekleşmediği, bu nedenle kamu davası hakkında durma kararı verilerek, hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2016 tarihli ve 2015/273 esas, 2016/583 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 03/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.