Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/1993 Esas 2017/10490 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1993
Karar No: 2017/10490
Karar Tarihi: 31.10.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/1993 Esas 2017/10490 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/1993 E.  ,  2017/10490 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalı idare ile arasında 06.05.2010 tarihinde ... Toplu Konut Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesi akdedildiğini, davalının daireyi 06.11.2012 tarihinde teslim etmesi gerekirken süresinde teslim etmediğini davalı idarenin sözleşmeye konu konutu geç teslim etmesi sebebiyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200,00TL istemiş, 02.10.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle 7.225,00 TL toplam kira bedelinin dava tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesinin “gayrimenkulün teslimi ve kullanılması” başlıklı kısmında gayrimenkulün inşaat süresi 30 ay olarak düzenlenmiştir. Her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı, temerrüde düşen borçludan TBK.125. vd. (BK. 106. vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı, sözleşmeye ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemektedir. Bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK 125. vd. (BK. 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacı zararını talep etmekte haklıdır. Mahkemece, sözleşme kapsamında belirlenen 06.11.2012 tarihinden 01.05.2014 tarihine kadar hesaplanan süre için kira tazminatına hükmedilmiştir. Ne var ki, 15.04.2015 tarihli site yönetim yazısında davacının 01.12.2012 tarihinde dairesinde oturum yaptığı, 08.07.2015 tarihli Site Yönetim Müdürü’nün yazısında davacının daireyi 01.10.2012 tarihinde fiilen kullanmaya başlandığı, hükme esas alınan ve keşif sırasında dinlenen tanıklar davacının Mayıs 2014 tarihinde söz konusu daireyi fiilen kullandığını bildirmişlerdir. Mahkemece, fiili teslim tarihi arasındaki çelişki giderilmemiştir. Öyleyse, mahkemenin fiili teslim tarihini bulmak adına davacının elektrik, su, telefon, internet, doğalgaz vs... aboneliklerini araştırarak oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu davanın yazılı şekilde kabulüne yönelik hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.