Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/14573 Esas 2019/9210 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14573
Karar No: 2019/9210
Karar Tarihi: 30.12.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/14573 Esas 2019/9210 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından incelenen davada, taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen kararın gerekçesinin yetersiz olduğu belirtilmiştir. Mahkeme, çekişmeli taşınmaz hakkında davanın kabulüne karar vermiş ancak hangi gerekçeyle bu karara varıldığı gerekçeli kararda açıklanmamıştır. Ayrıca, davacının tamamına yönelik dava açmasına rağmen hükümde sadece bir kısmının kabul edilmesi de hatalıdır. Bu nedenle, hüküm bozulmuştur. Mahkeme kararında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3. maddesi, ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 ve 298. maddeleriyle ilgili hükümlere de yer verilmiştir. Bu hükümlere göre, mahkemelerin tüm kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur ve gerekçe, kararın nasıl verildiğini açıklamalıdır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine uyumlu ve bağlantılı olmalıdır.
16. Hukuk Dairesi         2016/14573 E.  ,  2019/9210 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
    KANUN YOLU: TEMYİZ



    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece çekişmeli taşınmazın hava ve uydu fotoğrafında hangi nitelikte olduğunun tespit edilmediği, komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtlarının getirtilmediği belirtilerek, bu sebeple mahallinde yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususlarında ayrıntılı bilgi alınması, çekişmeli taşınmaz ile komşu taşınmaz arasında yer alan taş duvarın ne zaman yapıldığının belirlenmesi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılması, ziraat bilirkişisinden nizalı taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen rapor alınması, bundan sonra toplanacak deliller uyarınca karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 276 ada 8 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 190.20 metrekarelik kısmın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesi "mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak" yazılmasını zorunlu kıldığı gibi; bu zorunluluk, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 ve 298. maddelerinin de amir hükmüdür. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında yer alan "aleni yargılanma ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı" da, kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılar. Bu prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe, hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine sıkı sıkıya bağlı olup uyumlu bulunması zorunlu olduğu gibi, duruşmada tefhim edilen hüküm sonucuna nasıl ulaşıldığını açıklamayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi de mümkün değildir. Somut olayda, mahkemece, çekişmeli taşınmaz hakkında davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin hangi gerekçe ile davayı kabul ettiği gerekçeli karardan anlaşılamamakta olup, hukuksal gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmuş olması Anayasa"nın 141. ve HMK"nın 297. maddeleri hükmüne uygun bulunmamaktadır. Ayrıca davacının, çekişmeli taşınmazın tamamına yönelik dava açmış olmasına ve mahkemece çekişmeli taşınmazın bir bölümüne yönelik kabul kararı verilmiş olmasına rağmen, hükümde davanın kabulüne diye yazılması da isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.