12. Ceza Dairesi 2017/4378 E. , 2020/4721 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Yasaya muhalefet
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, TCK’nın 62, 52/2, 51/1-3-7-8. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin 17.04.2015 havale tarihli temyizden vazgeçme dilekçesine istinaden, sanığın, mahkumiyet hükmüne ilişkin olarak yaptığı temyiz istemine hasren yapılan incelemede;
Suç tarihinde, sanığın İzmir II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 17.03.1993 tarih ve 3209 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli Muğla İli Milas İlçesi Labranda Antik kenti içerisinde plastik bir hortumla su kaynağından kendi kullandığı araziye kadar su bağlantısı yaparak ve yol kenarına 200 metre tel çit çekerek izinsiz müdahalelerde bulunduğu iddiasıyla kamu davası açıldığı, suça konu yerin mülkiyeti hazineye ait, üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının kullanımı sanığın babası olan ...’ün mirasçılarına ait olan Kargıcak 106 ada, 134, 135, 136 ve 137 nolu parseller olduğu, her ne kadar sanık savunmasında izin alması gerektiğini bimediğini beyan etmiş ise de sit ilanına ilişkin kararın ise mahallinde mutat vasıtalarla duyurulduğu ve buna ilişkin tutanakların dosya kapsamında bulunduğu, ayrıca Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün 02.12.2014 tarihli yazısında; sanık ...’ün daha önce 20.04.2010 tarihli dilekçe ile söz konusu alanlara tel çit çekme talebinin bulunduğu, kurulun 23.06.2010 tarih ve 6136 sayılı kararıyla 1. derece arkeolojik sit alanında kalan ve mülkiyeti hazineye ait taşınmazların çevresine tel çit çekilmesinin uygun bulunmadığının belirtildiği dikkate alındığında bu yöndeki savunmasına itibar edilemeyeceği, mahallinde yapılan keşif neticesinde fen ve arkeolog bilirkişiler tarafından ortak düzenlenen rapor ve ek raporlarda suça konu yerin 1. derece arkeolojik sit alanında bulunduğu, su borusunun plastik malzemeden yapıldığı, pınara bağlantısının fiziki olmadığı ve toprak zemin üzerine yer yer en fazla 20-25 cm derinliğe döşendiği, ayrıca yok kenarına çekilen tel örgünün demir dikmelerinin de büyük ölçüde karayolu zeminine oturtulduğu, gerek plastik boru döşemesinin gerekse tel örgü çekimi dolayısıyla sit alanının zemininde ve fiziki dokusunda herhangi bir tahribatın oluşmadığı ve herhangi bir kültür varlığı eserinin zarar görmediği, dava konusu müdahalelerin 2863 sayılı Kanunun 9. maddesinde tanımlanan izinsiz fiziki müdahale niteliğinde olduğunun belirtildiği dikkate alınarak sanığın eyleminin zarara neden olmayan fiziki müdahale niteliğinde olduğu anlaşılmakla;
Milas Belediye Başkanlığı bünyesinde faaaliyet gösteren koruma uygulama ve denetim şube müdürlüğünün yetki alanının 05.06.2013 suç tarihi itibariyle suça konu alanı kapsayıp kapsamadığı araştırılarak kapsadığının tespiti halinde, 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesi, kapsamadığının tespiti halinde ise aynı Kanunun 65/1-2. cümlesi uyarınca sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1- Sanık hakkında tesis edilen mahkumiyet hükmünde, 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik ve Anayasa Mahkemesince iptal edilen 65/b maddesi yerine, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1. maddesinin dayanak gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi
2- Ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrileceği ihtarı yapılırken dayanak kanun maddesi olan TCK’nın 52/4. maddesinin belirtilmemesi,
3- 5237 sayılı Kanunun 51. maddesi gereğince yalnızca hapis cezalarının ertelenmesine karar verilmesinin mümkün olmasına, adlî para cezalarının ertelenmesinin olanaklı bulunmamasına rağmen; ertelemenin sadece hapis cezasını içerdiğini belirten bir ifade kullanılmaksızın her iki cezayı kapsar bir biçimde sanık hakkında tayin olunan cezanın ertelenmesine karar verilmesi
4- 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesinin 3. fıkrasında "Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz." şeklindeki düzenleme ve yasanın öngördüğü süreden daha az süre belirlemenin kazanılmış hak oluşturmadığı düşüncesine de yer veren YCGK"nun 11/05/2010 gün ve 2010/87-112 kararı ışığında, hakkında 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedilen sanığa 1 yıl denetim süresi belirlenerek TCK’nın 51/3. maddesine muhalefet edilmesi,
5- Hükmedilen uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluğuna, aynı maddenin 3. fıkrası da nazara alınarak hükmedilmesi gerektiği gözetilmeyerek sanık hakkında TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmemiş olması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.