20. Hukuk Dairesi 2016/9646 E. , 2018/6096 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, yörede 1993 tarihinde yapılan ve 02.02.1996 ilâ 02.08.1996 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu sırasında ... ilçesi, ... mevkiindeki 21 ada 1 ve 442 ada 2 parsel sayılı sırasıyla 56120 m² ve 24403 m² yüzölçümündeki taşınmazların tamamının orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemişlerdir. Mahkemece, taşınmazların eylemli orman olduğu, eski tarihli haritalarda orman alanı olarak gözüktüğü, 3 hektardan büyük olduğundan özel orman niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2015/9502 – 9082 E.K. sayılı kararıyla “Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukukî ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır. Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukukî ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm, 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde düzenlenmiş olup madde metninde “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden çekişmeli 21 ada 1 ve 442 ada 2 sayılı parselin 1961 yılında yapılan tapulamada vergi kaydı uygulanmak suretiyle kişiler adına tespit edildiği, tapulama tespitlerine itiraz edilmesi üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin davacı Orman Yönetimi ile davalılar ... mirasçıları ... ve ... , ..., ..., ..., ... ve ... arasında görülen dava sonucu 14/05/1965 tarih ve 1962/198 E. 1965/298 K. sayılı ilâmıyla çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle 442 ada 2 sayılı parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, yine aynı taraflar arasında görülen başka bir davada asliye hukuk mahkemesinin 14/09/1965 tarih ve 1962/316 E. - 1965/300 K. sayılı ilâmıyla çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle 21 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş ve hükümler kesinleşmiştir. Bu iki davadan ayrı olarak yine Orman Yönetimi, ... mirasçıları ve arkadaşlarına husumet yönelterek 21 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içerisinde kalan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptalini istediği, asliye hukuk mahkemesinin 27/11/2010 gün ve 1999/681 E. 2000/564 K. sayılı ilâmıyla davalıların 10 2016/9646 - 2018/6096 yıllık hak düşürücü süre içinde orman kadastrosunun iptalini mahkemeden isteyebilecekleri gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, hükmün davacı Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/11/2011 gün ve 2001/8817 E. 2001/8177 K. sayılı ilâmıyla mahkemenin ret gerekçesi doğru değil ise de kadastro mahkemesi sıfatıyla verilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/09/1965 tarih ve 1962/316 E. 1965/300 K. sayılı kararının taraflar arasında kesin hüküm niteliğinde bulunduğundan sonuç itibariyle doğru olan hükmün onanmasına karar verildiği ve davacı tarafından karar düzeltmeye gidilmemesi nedeniyle hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda davacı 21 ada 1 ve 442 ada 2 sayılı parselin orman sayılmayan yerlerden olduğu iddiasıyla orman tahdidinin iptalini istemiştir. Yukarıda anılan ve eldeki dosyanın da tarafları olanlar arasında görülerek kesinleşen davalar sonucu çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu kesin hüküm ile belirlenmiştir. Mahkemece kesin hükmün varlığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmitşir.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda açılan davanın kabulü ile dava konusu ... merkez Kiramettin mahallesi ... mevkiinde bulunan 12 pafta 21 ada 1 nolu parselde kayıtlı taşınmaz ile yine ... merkez ... mahallesi ... mevkii 4 pafta 442 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazların orman sınırları içerisine alınması işlemlerinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 01/10/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.