21. Hukuk Dairesi 2016/4860 E. , 2017/7237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 15.04.1985 olduğunun ve davalılardan iş verene ait işyerinden ... adına Kuruma bildirilen çalışmaların kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 15/04/1985 olarak düzeltilmesini ve davalıya ait işyerinden ... adına yapılan 16 günlük çalışmanın kendisine ait olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı ..." e ait 180734 sicil sayılı işyerinden davacının 15/04/1985 tarihinde işe girdiğine ilişkin bildirgenin Kurum kayıtlarına süresinde intikal ettiği, 180734 sicil sayılı işyerinin 15/04/1985-30/11/1985 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu, dönem bordrosu verilmediği, işe giriş bildirgesi üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda imzanın davacıya ait olduğunu kabul edebilecek uygunluk ve benzerlikler göstermediğinin bildirildiği, davacının hizmet döküm cetvelinde 88326 sicil sayılı Orman Mücadele Grup Müdürlüğüne ait işyerinden 02/04/1985-01/03/1985 tarihleri arasında sigortalı ... adına bildirilen çalışmalarının görüldüğü anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir" hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmelidir.
Somut olayda, davacının hizmet döküm cetvelinde görülen 88326 sicil sayılı Orman Mücadele Grup Müdürlüğüne ait işyerinden 02/04/1985-01/03/1985 tarihleri arasındaki çalışma sehven davacının sigorta sicil numarası ile bildirilmiş olup, davacının ... adına yapılan 16 günlük çalışmanın kendisine ait olduğunun tespiti yönündeki talebinin reddi yerindedir. Ancak davacının sigortalılık başlangıcının 15/04/1985 tarihi olduğunun tespiti yönünden Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile sonuca gidilmiştir.
Yapılacak iş, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse kolluk,zabıta, vergi dairesi ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı titizlikle tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının sigorta sicil numarasının Kurumun hangi ünitesince verildiği ve hangi yılın serilerinden olduğunu sormak, davalıya ait işyerinin inşaat işyeri olduğu göz önüne alındığında , davacının bu tarihten sonra başka inşaat işyerlerinde çalışması bulunup bulunmadığını araştırmak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine
03/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.