11. Hukuk Dairesi 2019/2331 E. , 2020/631 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Düzce 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 11/12/2018 tarih ve 2017/516 E.- 2018/436 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi"nce verilen 29/03/2019 tarih ve 2019/265 E.- 2019/305 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanunun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacı şirketin boya ve yapı malzemeleri sektöründe ticari faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davacı şirketin ticaret ünvanında yer alan "Öztürk" ibaresinin şirketin ortağı ..."ün soyadı olduğunu ve davalı tarafça ticari dürüstlüğe aykırı olarak haksız bir biçimde kullanıldığını, her iki şirketin ticaret unvanlarının aynı olmasının hayatın olağan akışında müşteriler nezdinde iltibasa neden olduğunu, davalının ticaret ünvanına tecavüzü nedeniyle müşteri kayıpları yaşandığını ileri sürerek davacı şirketin ticaret ünvanındaki ""Öztürk"" ibaresinde önceye dayanan hak sahipliğinin bulunduğunun tespitine, davalı şirketin ticaret ünvanından ""Öztürk"" ibaresinin silinmesine, haksız kullanımın önlenmesine, davalıya ait ""www.ozturkboyaveyapi.com"" alan adlı internet sitesinin erişime kapatılmasına, ticaret ünvanına tecavüz ve haksız kullanım teşkil eden her türlü tanıtım vasıtalarına el konulmasına, mümkün değilse imhasına, kararın ilanına, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı şirket ortağı ..."ün her iki şirketin kurucuları arasında bulunduğunu, Öztürk ibaresinin müvekkili şirket tarafından 17 yılı aşan süredir kullanıldığını, ..."ün 2011 yılında davalı şirketteki hisselerini devrederek ayrıldığını, her iki şirketin kurulduğu ve hisse devirlerinin gerçekleştiği tarihten itibaren bugüne kadar kendi faaliyet alanında niza, husumet ve ticari aksaklık yaşamadığını, kurulduğu günden bu yana davalı şirketin "Öztürk" ticaret unvanını kullanmasına sessiz kalan davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; her iki şirket isminde Öztürk kelimesinin ortak olduğu, ticari hayattaki ortalama bir kişi veya ortalama bir tüketici açısından şirketlerin ticari faaliyet alanlarının aynı olması nedeniyle şirketlerin karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı şirketin ticaret unvanında yer alan "Öztürk" ibaresi bakımından önceye dayanan hakkı olduğunun tespitine, davalı ..."nin Düzce Ticaret Sicil Müdürlüğü"nün 5897 numarasında kayıtlı ticaret unvanından "Öztürk" ibaresinin silinmesine ve bu ibarenin davalı şirket tarafından kullanılmasının durdurulmasına, karar kesinleştiğinde davalı şirket tarafından kullanılan ve "Öztürk" ibaresini ihtiva eden her türlü yazılı basılı belgelerin, tanıtım faaliyetlerinin, tabelaların, eşyaların toplatılarak imhasına, davalı şirketin www.ozturkboyaveyapi.com internet sitesinin karar kesinleştikten sonra kalıcı olarak erişime kapatılmasına, hükmün ilanına, davacı tarafın maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, davacı tarafın manevi tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; davacı şirketin ticaret unvanını 1994 yılında, davalı şirketin ise ticaret unvanını 2000 yılında ticaret siciline tescil ettiği, davanın açıldığı tarih itibariyle davalının tesciline yaklaşık 17 yıl süre ile sessiız ve suskun kalan davacının iddiasının TMK"nın 2. maddesi gereğince korunmayacağı gerekçesiyle davalının istinaf isteminin kabulüne, HMK"nın 353-(1)-b-2 maddesi gereğince yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.