23. Hukuk Dairesi 2015/5211 E. , 2016/5396 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
l
Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin 1984 yılında kurulup inşaat sektöründe faaliyette bulunduğunu, bugüne kadar birçok apartman, iş merkezi, okul, kamu kurumu hizmet binası yaptığını, halende yapmaya devam ettiğini, 2008 yılında vergi ödeme ödülü aldığını, ancak 2011 yılında haksız olarak müvekkilinin kamu ihalelerine girmesinin yasaklanması nedeni ile mali açıdan zor duruma düşerek borca batık hale geldiğini, ancak uygulanacak iyileştirme projesi ile müvekkilinin zor durumdan kurtulmasının mümkün olduğunu, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu ileri sürerek, iflasın bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı şirketin, borca batık durumda olmadığı, ayrıca sunulan iyileştirme projesinde gerçekçi tedbirlere yer verilmediği, sermaye artırımına gerek duyulmadığı, bu nedenlerle iflasın ertelenmesi şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 09.05.2013 tarih ve 2072 E., 3062 K. sayılı ilamıyla; mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği, zira iflasın ertelenmesi talebinde bulunan davacı şirket inşaat işleri ile iştigal ettiği için bu şirketin faaliyet alanı ile ilgili yaptığı işler, aldığı ihaleler ve hakedişleri üzerinde bu konularla ilgili uzman bilirkişi heyeti seçilerek, öncelikle şirketin borca batık durumda olup olmadığı, borca batık durumda ise bu durumun gerekçeleri, davacı tarafından sunulan iyileştirme projesinin inandırıcı olup olmadığı hususları üzerinde, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesince bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, kabule göre de şirketin borca batık olmadığının belirlenmesi halinde davanın reddine, borca batık olduğunun tespiti halinde ise sunulan iyileştirme projesinin inandırıcı olup olmadığı üzerinde durulup, inandırıcı değil ise şirketin iflasına, inandırıcı ise iflasın ertelenmesine karar verilmesi gerekirken, her iki gerekçeye dayalı yazılı şekilde davanın reddinde de ayrıca isabet görülmediği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; rayiç değerler esas alınarak hazırlanan bilançoda şirketin öz sermayesinin (-) 996.889,28 TL olduğu, şirket varlıklarının borçlarını karşılama oranının % 78,8 olarak hesaplandığı, oran 1"in altında olduğu için şirketin borca batıklık halinin devam ettiği, dolayısıyla borca batıklık açısından iflas erteleme şartlarının oluştuğu ancak, şirketin iyileştirme projesinde sunmuş olduğu tedbirlerin somut, gerçekçi ve uygulanabilir olmadığı, davacının faaliyetleri sonucu yıllık 938.875,00 TL tutarında tahmini nakit girişi elde etmesinin beklendiği, ancak bunun dava açılmasından sonra iki yıl geçmiş olmasına rağmen gerçekleşmediği ve gerçekleşmesinin de şirketin en son finansal verileri incelendiğinde mümkün görülmediği, bu nedenle alacaklıların alacaklarını almalarının ihtimal dahilinde bulunmadığı, bu suretle davacı şirketin borca batık durumda olduğu, davacı tarafından sunulan iyileştirme projesinin inandırıcı olmadığı gerekçesiyle, davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.